Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
İĞNE : Turkish Turkish

kimi böceklerde bulunan savunma organı

İĞNE : Turkish Turkish

oltanın ucundaki küçük çengel

İĞNE : Turkish Turkish

itkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık

İĞNE ATSAN YERE DÜŞMEZ : Turkish Turkish

çok kalabalık

İĞNE DELİĞİNDEN HİNDİSTAN'I SEYRETMEK : Turkish Turkish

küçük bir olaydan büyük anlamlar çıkarmak

İĞNE İLE KUYU KAZMAK : Turkish Turkish

yetersiz araçlarla, bir işi geç ve güç de olsa başarmak

İĞNE İLE KUYU KAZMAK : Turkish Turkish

sürekli ve sabırlı çalışmalarla çok güç olan ya da çok ağır yürüyen bir işi başarmaya çalışmak

İĞNE İPLİĞE DÖNMEK : Turkish Turkish

çok zayıflamak

İĞNE OYASI : Turkish Turkish

- iğneoyası

İĞNE ÜSTÜNDE OTURMAK : Turkish Turkish

- diken üstünde oturmak

İĞNE YAPMAK ( YA DA VURMAK) : Turkish Turkish

iğneyle vücuda sıvı bir ilaç vermek

İĞNE YASTIĞI : Turkish Turkish

iğnelik

İĞNE YURDU : Turkish Turkish

iğne gözü, iğne deliği

İĞNE YUTMUŞ MAYMUNA DÖNMEK : Turkish Turkish

(alay) zayıf ve bitkin duruma gelmek

İĞNEARDI, -NI : Turkish Turkish

ığneyi çıkış noktasının gerisinden saplayıp daha ileriden çıkararak yapılan aralıksız dikiş ya da nakış türü

İĞNECİ : Turkish Turkish

hastalara iğne yapan kimse

İĞNECİK : Turkish Turkish

kimi omurgasız hayvanlarda rastlanan silis ya da kalkerden oluşmuş, iğne biçiminde küçük çıkıntı

İĞNECİK : Turkish Turkish

deniz teknelerinde dümen menteşesi

İĞNECİLİK : Turkish Turkish

ığneci olma durumu

İĞNECİLİK : Turkish Turkish

ığnecinin yaptığı iş

İĞNEDEN İPLİĞE KADAR : Turkish Turkish

ne kadar eşya varsa, her şey

İĞNEDENLİK : Turkish Turkish

ığnelik

İĞNELEME : Turkish Turkish

ığnelemek eylemi

İĞNELEMEK : Turkish Turkish

ığneyle tuturmak

İĞNELEMEK : Turkish Turkish

üstü kapalı olarak onur kırıcı, incitici söz söylemek