Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
İLİK GİBİ : Turkish Turkish

çok lezzetli, (genellikle et için) iyi pişmiş

İLİK GİBİ : Turkish Turkish

(argo) çok güzel, istek uyandıran (kadın ya da kız)

ILIK ILIK : Turkish Turkish

ılık olarak

ILIKÇA : Turkish Turkish

iraz ılık

İLİKÇİ : Turkish Turkish

makineyle ilik açan işçi

ILIKÇIL : Turkish Turkish

ortalama 15°c sıcaklıkta yaşayan bitkiler, °mezoterm

İLİKİNE ( YA DA İLİKLERİNE) KADAR : Turkish Turkish

her şeyini, tüm varlığını etkileyecek biçimde

İLİKİNE İŞLEMEK ( YA DA GEÇMEK) : Turkish Turkish

çok ıslanmak; çok üşümek

İLİKİNE İŞLEMEK ( YA DA GEÇMEK) : Turkish Turkish

tüm varlığını kaplamak, çok etkilemek

İLİKİNE KADAR ISLANMAK : Turkish Turkish

çok ıslanmak

İLİKİNİ ( YA DA İLİKİNİ KEMİĞİNİ) KURUTMAK : Turkish Turkish

canından bezdirecek kadar sıkıntı vermek

İLİKİNİ KEMİRMEK : Turkish Turkish

çok etkilemek

İLİKİNİ KEMİRMEK : Turkish Turkish

sömürmek

ILIKLAŞMAK : Turkish Turkish

ilık duruma gelmek

ILIKLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ilık duruma getirmek, ılıtmak

İLİKLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyin düğmesini iliğine geçirmek

İLİKLEMEK : Turkish Turkish

saygı göstermek için giysinin önünü kapamak

İLİKLENMEK : Turkish Turkish

ıliklemek eylemi yapılmak

İLİKLERİNDE DUYMAK : Turkish Turkish

enliğinde iyice duymak

İLİKLETMEK : Turkish Turkish

ıliklemek eylemini yaptırmak

İLİKLİ : Turkish Turkish

ıliği olan, iliklenmiş

İLİKLİ : Turkish Turkish

ıliği olan

ILIKLIK : Turkish Turkish

ilık olma durumu

İLİKSİZ : Turkish Turkish

ıliği olmayan

İLİKSİZ : Turkish Turkish

ıliği bulunmayan