Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
İLTİMASÇI : Turkish Turkish

kayırıcı, arka

İLTİMASÇILIK : Turkish Turkish

kayırıcılık

İLTİMASI OLMAK : Turkish Turkish

arkası, kayırıcısı olmak

İLTİMASLI : Turkish Turkish

kayırıcısı olan, torpilli

İLTİMASLI : Turkish Turkish

kayırılarak yapılan (iş)

İLTİMASSIZ : Turkish Turkish

koruyanı, kayıranı olmayan, arkasız, torpilsiz

İLTİSAK NOKTASI : Turkish Turkish

kavşak

İLTİSAK, -KI : Turkish Turkish

kavuşma, birleşme, bitişme

İLTİSAK, -KI : Turkish Turkish

ıki organın birbirine yapışması, yapışma

İLTİSAKİ : Turkish Turkish

kavuşma, bitişme, birleşmeyle ilgili olan

İLTİSAKİ : Turkish Turkish

itişken (dil)

İLTİZAM : Turkish Turkish

kayırma, bir tarafı tutma

İLTİZAM : Turkish Turkish

gerekli bulma

İLTİZAM : Turkish Turkish

kesenek

İLTİZAM ETMEK : Turkish Turkish

keseneğe almak

İLTİZAMCI : Turkish Turkish

kesenekçi, °mültezim

İLTİZAMİ : Turkish Turkish

ısteyerek, bilerek yapılan

İLZAM : Turkish Turkish

yanıt veremez duruma getirme, susturma

İLZAM ETMEK : Turkish Turkish

susturmak

İM : Turkish Turkish

anlamlı iz, anlam yükletilen şey, °itaret

İM : Turkish Turkish

herhangi bir şeyi belirleyici durum ya da davranış, belgi, °nişan, °alamet

İMA : Turkish Turkish

dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, imleme, anıştırma, °ihsas

İMA : Turkish Turkish

açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey

İMA ETMEK : Turkish Turkish

dolaylı anlatmak, imlemek, anıştırmak, ihsas etmek

İMAJ : Turkish Turkish

imge