Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
İNCİK BONCUK : Turkish Turkish

değersiz ufak tefek süs eşyası

İNCİK KEMİĞİ : Turkish Turkish

dizkapağından topuğa kadar olan kemik

INCİL : Turkish Turkish

hz. ısa'nın yaşayış öğretisini anlatan kutsal kitap

İNCİLEMEK : Turkish Turkish

kumaş, giysi üzerini inciyle bezemek

İNCİLİ : Turkish Turkish

ıncisi olan

İNCİNME : Turkish Turkish

ıncinmek eylemi

İNCİNMEK : Turkish Turkish

çarpma, sıkışma, burkulma gibi etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek

İNCİNMEK : Turkish Turkish

irinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, kırılmak

İNCİR : Turkish Turkish

dutgillerden, asıl yurdu akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (ficus carica)

İNCİR : Turkish Turkish

u ağacın etli, tatlı yemişi

İNCİR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAZ : Turkish Turkish

çok az ya da çok önemsiz

İNCİR SİNEĞİ : Turkish Turkish

- ilek sineği

İNCİRKUŞU, -NU : Turkish Turkish

kuyruksallayangillerden, en çok incir ve başka yemişlerle beslendiği için zararlı sayılan ve avlanılan küçük bir kuş (anthus trivialis)

İNCİRKUŞU, -NU : Turkish Turkish

serçe büyüklüğünde sarı bir kuş, sarıasma

İNCİRLİK : Turkish Turkish

ıncir yetiştirilen alan, incir bahçesi

İNCİRLİK : Turkish Turkish

ıncir ağaçları çok olan yer

İNCİRSİMEYVE : Turkish Turkish

gerçek bir meyve olmayan, yumurtalıklardan değil, çiçeklikten oluşan incire benzer meyve

İNCİTAŞI, -NI : Turkish Turkish

feldispat cinsinden, suyu az ve eridiği zaman inciye benzeyen taneleri olan yanardağ kökenli cam

İNCİTİCİ : Turkish Turkish

ınciten, dokunaklı, gönül kırıcı (söz ya da davranış)

İNCİTİLME : Turkish Turkish

ıncitilmek eylemi

İNCİTİLMEK : Turkish Turkish

ıncitmek eylemine konu olmak ya da incitmek eylemi yapılmak

İNCİTİŞ : Turkish Turkish

ıncitmek eylemi ya da biçimi

İNCİTME : Turkish Turkish

ıncitmek eylemi

İNCİTMEBENİ : Turkish Turkish

kanser

İNCİTMEK : Turkish Turkish

ıncinmesine yol açmak