Multilingual Turkish Dictionary Turkish

GERÇEKDIŞILIK : Turkish French

irréalisme [le]

GERÇEKLEME : Turkish French

vérification [la]

GERÇEKLEMEK : Turkish French

vérifier, attester, certifier

GERÇEKLEYİCİ : Turkish French

confirmatif/ive, vérificateur/trice [le][la]

GERÇEKLEŞEBİLİR : Turkish French

éalisable

GERÇEKLEŞEMEZ : Turkish French

impraticable, irréalisable

GERÇEKLEŞME : Turkish French

éalisation [la]

GERÇEKLEŞMEK : Turkish French

se matérialiser

GERÇEKLEŞMEMEK : Turkish French

tomber à l'eau

GERÇEKLEŞMEMİŞ : Turkish French

déçu/e

GERÇEKLEŞTİREN : Turkish French

exécuteur/trice [le][la]

GERÇEKLEŞTİRME : Turkish French

éalisation [la], effet [le]

GERÇEKLEŞTİRMEK : Turkish French

éaliser, effectuer, exécuter, matérialiser, mettre en pratique

GERÇEKLİK : Turkish French

éalité [la], authenticité [la], bien-fondé [le], certitude [la], matérialité [la], véracité [la], vérité [la]

GERÇEKTE : Turkish French

au fait, au fond, en fait, pratiquement

GERÇEKTEN : Turkish French

vraiment, réellement, veritablement, dans le fait, de fait, effectivement, en effet, en réalité, sans façon

GERÇEKTEN Mİ? : Turkish French

ah bon?

GERÇEKÇİ : Turkish French

éaliste

GERÇEKÇİLİK : Turkish French

éalisme [le]

GERÇEKÜSTÜ : Turkish French

surréel/e

GERÇEKÜSTÜCÜ : Turkish French

surréaliste

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK : Turkish French

surréalisme [le]

GERÇEĞE UYGUNLUK : Turkish French

ien-fondé [le], véridicité [la]

GERÇEĞİ GÖREMEMEK : Turkish French

avoir la berlue

GERÇEĞİ GÖRMEK : Turkish French

ouvrir les yeux