Multilingual Turkish Dictionary Turkish

SOĞUK BÜFE (YEMEĞİ) : Turkish French

lunch [le]

SOĞUK DAMGA : Turkish French

timbre sec

SOĞUK DAVRANMAK : Turkish French

attre froid à qn

SOĞUK DAVRANIŞ : Turkish French

froid [le]

SOĞUK DOMUZ ETİ : Turkish French

cochonnaille [la]

SOĞUK ET : Turkish French

viande froide

SOĞUK İÇECEK : Turkish French

afraîchissement [le]

SOĞUK KARŞILAMAK : Turkish French

attre froid à qn, faire mauvaise grise mine

SOĞUK RÜZGÂR : Turkish French

mistral [le]

SOĞUK SAVAŞ : Turkish French

guerre froide

SOĞUK ISIRMASI : Turkish French

engelure [la]

SOĞUKKANLI : Turkish French

flegmatique, placide

SOĞUKKANLI OLMAK : Turkish French

avoir la tête froide

SOĞUKKANLILIK : Turkish French

sang-froid [le], placidité [la], impassibilité [la], maîtrise [la], tête [la]

SOĞUKKANLILIKLA : Turkish French

de sang-froid, froidement

SOĞUKKANLILIĞINI YİTİRMEK : Turkish French

perdre la tête

SOĞUKLUK : Turkish French

froideur [la], frigidité [la], antipathie [la], désaffection [la], indifférence [la]

SOĞUKLUK HİSSETMEK : Turkish French

prendre en grippe

SOĞUKTA TUTMAK : Turkish French

frigorifier

SOĞUKTAN DONMAK : Turkish French

transir de froid

SOĞUKTAN TİTREME : Turkish French

saisissement [le]

SOĞUKTAN TİTREMEK : Turkish French

grelotter

SOĞUKTAN UYUŞMUŞ : Turkish French

gourd/e

SOĞUMA : Turkish French

efroidissement [le], détachement [le]

SOĞUMAK : Turkish French

efroidir, rafraîchir, se rafraîchir, se refroidir