Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KELİME CAMBAZLIĞI : Turkish Turkish

sözcüklerle oyun yapma

KELİME HAZİNESİ : Turkish Turkish

sözcük dağarcığı, sözvarlığı

KELİME OYUNU : Turkish Turkish

sözcüklerin çokanlamlı olmasından ya da benzerliklerinden yararlanarak yapılan nükte ya da aykırı anlamlandırma

KELİMEİ ŞAHADET : Turkish Turkish

"tanrı'dan başka tanrı yoktur ve muhammet onun kulu ve peygamberidir." sözü; ıslamın beş şartından biri

KELİMELERİ TARTARAK KONUŞMAK : Turkish Turkish

sonucu hesaplayarak konuşmak

KELİMENİN TAM ANLAMIYLA : Turkish Turkish

ir durumu anlatmak için kullanılan sözün kapsadığı tam kavramla

KELİMESİ KELİMESİNE : Turkish Turkish

olduğu gibi, tıpkı, sözcüğü sözcüğüne, °aynen

KELLE : Turkish Turkish

aş, kafa

KELLE : Turkish Turkish

koyun ya da kuzu başı

KELLE : Turkish Turkish

(kimi peynir cinsleri ve külçe durumundaki şeker gibi şeyler için) tane

KELLE : Turkish Turkish

ekinlerde başak

KELLE GÖTÜRÜR GİBİ : Turkish Turkish

gereksiz bir ivedilikle

KELLE KOŞTURMAK : Turkish Turkish

gereğinden çok acele etmek

KELLE KULAK YERİNDE : Turkish Turkish

kanlı canlı ve iri yapılı olan

KELLESİNİ İSTEMEK : Turkish Turkish

irinin öldürülmesini istemek

KELLESİNİ KOLTUĞUNA ALMAK : Turkish Turkish

ölümü göze almak

KELLEŞME : Turkish Turkish

kelleşmek eylemi

KELLEŞMEK : Turkish Turkish

kel bir duruma gelmek

KELLEŞTİRİCİ : Turkish Turkish

kelleşmeye neden olan

KELLEYİ VERMEK : Turkish Turkish

canını feda etmek

KELLİ : Turkish Turkish

"sonra" ilgeci gibi, çıkma durumundaki sözcüklerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir neden olarak gösterir

KELLİFELLİ : Turkish Turkish

kılığı kıyafeti düzgün, olgun ve gösterişli (kimse), kerliferli

KELLİK : Turkish Turkish

kel olma durumu

KELLİK : Turkish Turkish

çıplak, bitkisiz yer

KELOĞLAN : Turkish Turkish

türk masallarının çoğunda geçen, sonunda zekâsı ve yiğitliğiyle amacına eren bir kahramanın adı