Turkish
FÜSUN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
büyü sihir. şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel
FIRAT : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
tatlı su.
türkiye'nin en uzun nehri
GABRA : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
yer, yeryüzü, arz
GAFFAR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
kullarının günahlarını affeden, allah.
çok merhamet eden. allah'ın isimlerinden.
(bkz. abdülgaffar)
GAFUR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
mağfiret eden, yarlığayan, affeden, bağışlayan, merhamet eden allah. allah'ın isimlerinden.
(bkz. gaffar)
GAGAUZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.)
gökoğuzlar.
hristiyanların ortodoks mezhebine bağlı türk kavmi. balkanlar ve rusya'da yaşamaktadırlar. deliorman, dobruca, beşerabya ve ukrayna'da oturan hristiyan türklere verilen ad
GALİB : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
galebe çalan, muzaffer, yenen.
güçlü kuvvetli, kudretli, hükmeden.
üstün baskın. şeyh galip: meşhur divan şairlerinden.
1798 yıllan arasında yaşamıştır.
türk dil kurallarına göre "b/p" olarak kullanılır
GALİBE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
(bkz. galib)
GAMZE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
süzgün bakış.
çene veya yanak çukurluğu
GANİ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
zengin varlıklı, bol doygun.
sahip olduğunda fazlasını istemeyen. allah'ın isimlerinden.
(bkz. abdülgani)
GANİM : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
ganimet alan
GANİME : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
(bkz. ganim)
GANİMET : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
kafirlerle yapılan savaş sonucu ele geçirilen mal, para, silah gibi metalar. islami usullere göre tasnif edilip, beytülmale, fakirlere, yoksullara ve mücahidlere dağıtılır
GANİYE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
zengin kadın. zengin kız.
çok hoş.
şarkıcı
GARİB : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
yabancı, acaib. kimsesiz, memleketinden uzak. türk dil kuralları açısından "b/p" olarak kullanılır
GARİBE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
(bkz. garib)
GAVS : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
suya dalma, dalgıçlık.
yardım muavenet.
yardım istemek için bağırmak.
yardımcı, imdada yetişen.
allah'ın velileri, hakkında kullanılır. daha çok ünvan olarak verilir.
gavs-ı azam: tarikat kurucusu, özellikle abdülkadir geylani için kullanılır
GAYE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
maksat, meram.
netice, son, hedef
GAYRET : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.).
çalışma, çabalama.
kıskanma, çekememe.
aziz ve kutsal bir şeye tecavüz edildiğini görmekten doğan asil temiz duygu.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
GAZA : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
din uğruna savaş
GAZAL : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
ceylan.
geyik, âhû.
geyik yavrusu.
güzel göz, irigöz
GAZALE : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
dişi geyik
GAZANFER : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
iri arslan, şir.
cesur, yürekli, yiğit adam.
hz. ali'nin lakabı
GAZEL : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
latif.
kuruyarak dökülmüş ağaç yaprağı.
divan, fars ve arap edebiyatlarında en yaygın nazım şekli
GAZİ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
allah yolunda savaşan kişi.
gaza sırasında yaralanan kimse.
gaza sırasında yararlıklar gösteren kumandanlara verilen unvan.
mahmud zamanında çıkarılan altın sikke
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani