Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KESİM : Turkish Turkish

hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi

KESİM : Turkish Turkish

oy bos, °endam

KESİMCİ : Turkish Turkish

kesenekçi, °mültezim

KESİMCİ : Turkish Turkish

hazır giyim sanayiinde yalnızca kumaşların kesimiyle uğraşan kimse

KESİMEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kanara. °mezbaha

KESİMLİK : Turkish Turkish

kesime elverişli (hayvan)

KESİN : Turkish Turkish

kuşku ve duraksamaya yer bırakmayan ya da geri dönülmeyen, değişmez, °kati, °maktu

KESİN BİLGİ : Turkish Turkish

doğruluğundan kuşkulanılmayan bilgi

KESİN DÖNÜŞ : Turkish Turkish

yurtdışında çalışan ve yaşayanların ülkesine dönmesi

KESİN OLARAK : Turkish Turkish

kesin bir biçimde, kesinlikle

KESİNLEME : Turkish Turkish

kesin olan (şey)

KESİNLEŞME : Turkish Turkish

kesinleşmek eylemi

KESİNLEŞMEK : Turkish Turkish

kesin bir durum almak, °katileşmek

KESİNLEŞMEK : Turkish Turkish

değişme olanağı olmadan yürürlüğe girmek

KESİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

kesin bir duruma getirmek

KESİNLİK : Turkish Turkish

kesin olma durumu ya da kesin davranış, °katiyet

KESİNLİK : Turkish Turkish

ir bilginin, bir kanının kuşkuya düşmeden onaylanması durumu

KESİNLİKLE : Turkish Turkish

kesin bir biçimde, kesin olarak, herhalde, °mutlaka, °katiyen

KESİNMEK : Turkish Turkish

kendine ya da kendisi için kesmek

KESİNSİZLİK : Turkish Turkish

kesin olmama durumu

KESİNTİ : Turkish Turkish

kesilen parça, kırpıntı

KESİNTİ : Turkish Turkish

ir işin bir süre için durması, °inkıta, °fasıla

KESİNTİ : Turkish Turkish

ödenen bir paradan herhangi bir gerekçeyle kesilen bölüm

KESİNTİ : Turkish Turkish

su, elektrik vb. akımına geçici bir süre ara verilmesi

KESİNTİLİ : Turkish Turkish

ara verilerek yapılan