Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KABZIMAL : Turkish Turkish Hukuk

Üreticiye üretim giderlerini karşılamak üzere avans veren veya onlarla manavlar arasında aracılık eden kimse

KABİ : Turkish Turkish Hukuk

Önce, evvel

KABİL : Turkish Turkish Hukuk

Soy, nevi, çeşit, tür

KABİLİ TELİF : Turkish Turkish Hukuk

Uzlaştırılabilir, bağdaşır

KABİLİ İŞTİLA : Turkish Turkish Hukuk

Tutuşabilen, alevlenebilen, birden bire parlayarak yanabilen

KABİLİNDEN : Turkish Turkish Hukuk

Türünden, çeşidinden

KABİN : Turkish Turkish Hukuk

Evlenme merasimi sırasında erkeğin kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para

KABİR : Turkish Turkish Hukuk

Mezar, büyük, yaşlı

KABİS : Turkish Turkish Hukuk

Eski arap parası

KADASTRO : Turkish Turkish Hukuk

Arazilerin, arsaların yerini alanını, sınırlarını, sahiplerini belirtip plana bağlama işi

KADAVRA : Turkish Turkish Hukuk

Ceset, ölü bedeni

KADEM : Turkish Turkish Hukuk

Adım, eski bir uzunluk ölçüsü birimi

KADI : Turkish Turkish Hukuk

Eskiden yargıç

KADÜK OLMA : Turkish Turkish Hukuk

Bir yasa tasarısı veya önerisinin, o yasama dönemi içinde yasalaşmaması durumunda görüşülme olanağının kalmaması

KADİ-L-KUZAT : Turkish Turkish Hukuk

Kadılar kadısı, en büyük kadı

KADİM : Turkish Turkish Hukuk

Çok eski zaman

KAFFE : Turkish Turkish Hukuk

Hepsi, tümü

KAFİL : Turkish Turkish Hukuk

Kefil olan, üstüne alan

KAGİR : Turkish Turkish Hukuk

Taş veya tuğladan yapılmış

KAH : Turkish Turkish Hukuk

Bazı zaman, bazen

KAHİR : Turkish Turkish Hukuk

Baskın gelen; kahreden; ezici

KAL' : Turkish Turkish Hukuk

Sökme, sökülme, ortadan kaldırma

KALAFAT : Turkish Turkish Hukuk

Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme

KALBETME : Turkish Turkish Hukuk

Değiştirme, çevirme