Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SÖNMEK, -ER : Turkish Turkish

gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek

SÖNMEK, -ER : Turkish Turkish

(ses için) duyulmaz olmak

SÖNMEK, -ER : Turkish Turkish

tükenmek, yok olmak, yitmek

SÖNMÜŞ : Turkish Turkish

söndürülmüş, sönük

SONOMETRE : Turkish Turkish

sesölçer

SONRA : Turkish Turkish

daha ileri bir zamanda, °müteakiben

SONRA : Turkish Turkish

daha uzak ve ileri bir yerde

SONRA : Turkish Turkish

orun, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir

SONRA : Turkish Turkish

yoksa, aksi halde

SONRA : Turkish Turkish

arkadan gelen bölüm ya da zaman

SONRADA : Turkish Turkish

ayrıca, üstelik

SONRADAN : Turkish Turkish

konuşulan zamanın ardından gelen zamanda

SONRADAN GÖRME : Turkish Turkish

sonradan zenginleşerek gösteriş, övünme gibi yersiz davranışlarda bulunan

SONRADAN GÖRMÜŞLÜK : Turkish Turkish

sonradan zenginleşerek gösteriş, övünme gibi yersiz davranışlarda bulunma

SONRADAN OLMA : Turkish Turkish

aşkasına kıyasla yeni olan, yeni ortaya çıkan

SONRAKİ : Turkish Turkish

sonra olan

SONRALARI : Turkish Turkish

sonraki zamanlarda

SONSAL : Turkish Turkish

deneyden çıkan ve deneye bağlı olan (bilgi), °aposteriori: bir yerde duman görünce orada ateş yandığını kestirmek sonsal bir yargıdır

SONSES : Turkish Turkish

ir sözcüğün ya da hecenin sonundaki ses

SONSES DÜŞMESİ : Turkish Turkish

sözcük sonundaki bir sesin yok olması

SONSÖZ : Turkish Turkish

ir yapıtın sonuç bölümü, °hatime, °epilog

SONSUZ : Turkish Turkish

sonu olmayan, hiç bitmeyen, °ebedi

SONSUZ : Turkish Turkish

ölçülemeyecek kadar çok ya da büyük olan

SONSUZ : Turkish Turkish

sonu, sınırı olmayan çok

SONSUZ : Turkish Turkish

sonu olmayan, her niceliği aşabilen değişken (nicelik)