Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÇARŞAMBA PAZARI GİBİ : Turkish Turkish

karmakarışık yer

ÇARŞI : Turkish Turkish

dükkânların bulunduğu alışveriş yeri

ÇARŞI AĞASI : Turkish Turkish

çarşıyı ve esnafı düzen altında tutmakla görevli kimse

ÇARŞI PAZAR DOLAŞMAK ( YA DA GEZMEK) : Turkish Turkish

alışveriş edilen her yeri dolaşmak (gezmek)

ÇARŞILI : Turkish Turkish

çarşı esnafı

CART : Turkish Turkish

sert bir şey yırtılırken çıkan ses

CART CURT ETMEK : Turkish Turkish

göz korkutmak ya da övünmek amacıyla abartmalı konuşmak

CART CART ÖTMEK : Turkish Turkish

kendini beğenmiş bir davranışla ve buyururcasına söz söylemek

CART KABA KÂĞIT : Turkish Turkish

yüksekten atana ya da çalımlı bir tavır takınana karşı söylenen hafifseme ünlemi

CARTA : Turkish Turkish

yellenme

CARTADAK : Turkish Turkish

irdenbire ve gürültüyle

CARTAYI ÇEKMEK : Turkish Turkish

ölmek

CASCAVLAK : Turkish Turkish

(baş için) çok saçsız, çok tüysüz, hiç tüyü olmayan

CASCAVLAK : Turkish Turkish

çırılçıplak, örtüsüz

CASCAVLAK KALMAK : Turkish Turkish

çırılçıplak, örtüsüz kalmak

CASCAVLAK KALMAK : Turkish Turkish

ütün olanakları elinden alınmış olarak ortada kalmak

ÇAŞIT : Turkish Turkish

casus

ÇAŞIT : Turkish Turkish

ara bozmak amacıyla söz taşıyan kimse

ÇAŞITLAMAK : Turkish Turkish

casusluk yapmak

ÇAŞITLIK : Turkish Turkish

çaşıt olma durumu, casusluk

CASUS : Turkish Turkish

ir devlet ya da kuruluşun gizli amaçları için çalışan, çaşıt, °ajan

CASUS : Turkish Turkish

ir devlet ya da kuruluşun gizli amaçları için çalıştırılan nesne

CASUSLUK : Turkish Turkish

casus olma durumu, çaşıtlık, °ajanlık

ÇAT : Turkish Turkish

sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses

ÇAT ETMEK : Turkish Turkish

çat diye ses çıkarmak