Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
CEFAKÂR : Turkish Turkish

üyük sıkıntılara, üzüntülere katlanmış, cefalı

CEFALI : Turkish Turkish

sıkıntıya, üzgüye katlanmış ya da katlanan

CEHALET, -Tİ : Turkish Turkish

ilgisizlik, bilmezlik, °cehil

CEHENNEM : Turkish Turkish

din inanışına göre, kötülük yapanların öldükten sonra ceza gördükleri yer; tamu

CEHENNEM : Turkish Turkish

çok sıkıntılı, koşulları çok kötü yer

CEHENNEM AZABI : Turkish Turkish

cehennemde uğranılacağına inanılan ceza

CEHENNEM AZABI : Turkish Turkish

zorlu sıkıntı, eziyet

CEHENNEM GİBİ : Turkish Turkish

çok sıcak

CEHENNEM KÜTÜĞÜ : Turkish Turkish

cehennemde yanmayı hak ettiğine inanılan kimse

CEHENNEM OL : Turkish Turkish

defol!

CEHENNEM OLMAK : Turkish Turkish

defolmak

CEHENNEME KADAR YOLU VAR : Turkish Turkish

"defolsun, istediği yere kadar gitsin, korkum yoktur" anlamında sövme

CEHENNEMİ : Turkish Turkish

cehennemle ilgili

CEHENNEMİ : Turkish Turkish

üzücü, yakıcı, cehennem gibi

CEHENNEMİ BOYLAMAK : Turkish Turkish

(sevilmeyen kimse için) ölmek

CEHENNEMİN BUCAĞI ( YA DA DİBİ) : Turkish Turkish

çok uzak yer

CEHENNEMİN DİBİNE GİTMEK : Turkish Turkish

(kızılan kimse için) defolup gitmek

CEHENNEMLİK : Turkish Turkish

öldükten sonra yerinin cehennem olacağına inanılan, cehenneme layık (kimse)

CEHENNEMLİK : Turkish Turkish

hamamın ocağı, °külhan

CEHENNEMTAŞI, -NI : Turkish Turkish

gümüşün nitrik asitte ergitilmesiyle elde edilen, havaya dayanıklı, ışıktan bozunmayan beyaz kristal

CEHİL, -HLİ : Turkish Turkish

ilgisizlik, bilmezlik, °cehalet

CEHRE : Turkish Turkish

pamuk, yün, ipek gibi şeyleri eğirip iplik durumuna getirmeye yarayan gereç, iğ

ÇEHRE : Turkish Turkish

yüz, °sima, °didar

ÇEHRE : Turkish Turkish

görünüş

ÇEHRE : Turkish Turkish

somurtkanlık