Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
CIRCIR DELGİ : Turkish Turkish

dönme hareketini yivli gövdesi üzerindeki parçanın ileri geri itilmesinden alan ve küçük delikler açmak için kullanılan aygıt

CIRCIRBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

düzkanatlılardan sıcak ve alacakaranlık ortamlarda yaşayan böcek, cırlak (grillus domesticus, g. campestris)

ÇIRÇIRLAMAK : Turkish Turkish

pamuk, keten, kendir gibi bitkisel dokuma hammaddelerini çekirdek ve kabuklarından ayırmak

CIRDAVAL : Turkish Turkish

ucu demirli, uzun cirit değneği

ÇIRILÇIPLAK : Turkish Turkish

çırçıplak

CIRILDAMAK : Turkish Turkish

cır cır diye ses çıkarmak

CIRILTI : Turkish Turkish

cır cır diye çıkan ses

CİRİM, -RMİ : Turkish Turkish

oylum, °hacim

ÇİRİŞ : Turkish Turkish

çirişotunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve suyla karılarak tutkal gibi kullanılan esmer, sarı bir toz

ÇİRİŞ GİBİ ( YA DA ÇİRİŞ ÇANAĞI GİBİ) : Turkish Turkish

yapışkan ve acı

ÇİRİŞLEMEK : Turkish Turkish

çiriş sürmek

ÇİRİŞLENMEK : Turkish Turkish

çiriş sürülmek

ÇİRİŞLİ : Turkish Turkish

çiriş sürülmüş

ÇİRİŞLİ : Turkish Turkish

ınceliği kola ile örtülmüş (bez, kumaş)

ÇİRİŞOTU, -NU : Turkish Turkish

zambakgillerden, beyaz çiçekli bir bitki (asphodelus)

CİRİT : Turkish Turkish

at koşturup birbirine değnek atarak topluca oynanan eski bir türk oyunu

CİRİT : Turkish Turkish

u oyunda atılan değnek

CİRİT ATMA : Turkish Turkish

atletizmin ciridi fırlatmaya dayanan dalı

ÇİRKEF : Turkish Turkish

pis ve bulanık su

ÇİRKEF : Turkish Turkish

ığrenç ve bulaşkan (kimse ya da şey)

ÇİRKEFÇE : Turkish Turkish

çirkefe benzer bir biçimde (olan)

ÇİRKEFE (ÇAMURA) TAŞ ATMAK ( YA DA ÇİRKEFİ ÜZERİNE SIÇRATMAK) : Turkish Turkish

edepsiz bir kimsenin tepkisine yol açacak bir davranışta bulunmak

ÇİRKEFLEŞMEK : Turkish Turkish

çirkefçe davranmak, iğrençleşmek

ÇİRKEFLİK : Turkish Turkish

çirkef olma durumu ya da çirkefçe davra-nış

ÇİRKİN : Turkish Turkish

göze ya da kulağa hoş gelmeyen, "güzel" karşıtı