Turkish
Turkish
DERİALTI, -NI : Turkish Turkish
derinin altında bulunan
DERİCİ : Turkish Turkish
dericilik yapan kimse
DERİCİLİK : Turkish Turkish
elirli bir amaçla kullanmak için hayvan derisini işleme
DERİCİLİK : Turkish Turkish
deri alıp satma işi
DERİLİ : Turkish Turkish
derisi olan, deriyle kaplanmış olan
DERİLMEK : Turkish Turkish
dermek eylemine konu olmak
DERİMSİ : Turkish Turkish
yapısı deriye benzeyen
DERİN : Turkish Turkish
dibi yüzeyinden ya da ağzından uzak olan
DERİN : Turkish Turkish
yüzeyden içeri inen
DERİN : Turkish Turkish
kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
DERİN : Turkish Turkish
yoğun, aşırı
DERİN : Turkish Turkish
uzun süren
DERİN : Turkish Turkish
(suda) dip
DERİN : Turkish Turkish
ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
DERİN : Turkish Turkish
çok içten gelen
DERİN : Turkish Turkish
dip
DERİN DERİN : Turkish Turkish
derin olarak
DERİN DERİN DÜŞÜNMEK : Turkish Turkish
üzüntülü düşünceye dalmak
DERİN DERİN DÜŞÜNMEK : Turkish Turkish
çok fazla düşünmek
DERİN DONDURUCU : Turkish Turkish
derindondurucu
DERİN UYKU : Turkish Turkish
uyanılması güç uyku, ağır uyku
DERİNCE : Turkish Turkish
iraz derin
DERİNDEN : Turkish Turkish
en ince ayrıntısına kadar, etraflıca
DERİNDEN : Turkish Turkish
pek belli olmayan, uzak bir yerden
DERİNDEN : Turkish Turkish
içten
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani