Multilingual Turkish Dictionary

TALAT SAİT HALMAN

TALAT SAİT HALMAN : Turkish Turkish Antoloji

CANEVİDün Kadıköy'e eski eve gittim.-Diyordu Annem son mektubunda-Bahçe kapısının kilidi paslanmış,Yağmurdan olsa gerek-Tanrının rahmetinden sual olunmaz.Yeni bir komşu sarktı pencereden:"Onlar kaç senedir yoklar." dedi.Üşüdü elimde anahtar,Pancurlar bize dargın mı, ne,Kırk beş yıldır ilk defaBahçedeki can eriği kurumuş...Ama hünnap duruyor yerli yerinde:Onun dibinde kurban kestirdikti hani;Depreşen koyundan kan fışkırırken"Kurbanın Bayramı olmaz." diye ağlamıştın da,Bize güneşe bakmağı günah gibigösterenlerin abdesti bozulmuştu.Şimdi yerden göğe anlıyorum seni.Neyse, alt katta Babanın Mevlûdu okunduğunda,Şadırvandan uzak düşmüş güvercinlerin sesiyleSen de katılınca "Allah hümme salli alâ"ya,Su serpildi onların kavruk yüreklerine.Belki inanmayacaksın:Bilirsin, ne kadar iğrenirdim,Ama bugün eve girerkenSevdim örümcekleri-Çatlakları hep içe doğru kanayan duvarlarda,Bunca düğün, bunca tabut ardındanÇirkin de olsa bir kımıltı kalmış yine.Dört mevsim açan güller gibiSonsuz olamazdı ki gülücükler-Bu kadarı da canıma minnet.Baban öldüğünde, gözleri hâlâ ufuk dolu,Seni avutmuştuk"Yine bir uzun yolculukta." diye-Uyuyan bir kuşu gömer gibi.-Belki biliyordunUykusuz kuşlarındır en uzun mezarBiz yokken, sanırım bir usta girmiş içeri,Birçok basamaklar eklemiş merdivenlere-Yine de tavanarasına çıktım.Dam hep akardı ya-Ne de olsa ahşap yapı, köhne-Başa çıkamazdık aktarmakla.Artık kiremitler iyice aralanmış:Gökyüzünü görmez miyim ansızın?Biz esski kadınlarCenneti hep çatımız altında arardık.Şimdi, ölüme yakın,Çatımız bir avuç gökyüzü sunuyor bize.Kalfanın biri "Yıkalım," diyormuş, "Yerine beş katlı..."Doğrusunu isstersen, onarmaktan umut yok.Onarsak bile sen oturmazsın ki, çocukların oturmaz ki.Bir beddua sanma bunu-Çünkü değil:Keşki ben ölseydim, diyorum,Evimiz ölmeden önce