Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BE TO SOMEONE'S DISCREDIT : English Turkish Redhouse

irinin şerefini lekelemek

BE TOLERANT : English Turkish Redhouse

(of) (-e karşı) hoşgörülü olmak.
of (organizma v.b.)
e tahammül etmek,
e dayanmak

BE TOO MUCH FOR : English Turkish Redhouse

için çok zor olmak,
in gücünü aşmak: These stairs are too much for an old man. Yaşlı bir adamın bu merdivenleri çıkması çok zor

BE TORN BETWEEN TWO CHOICES : English Turkish Redhouse

iki cami arasında kalmış beynamaza dönmek

BE TROUBLED : English Turkish Redhouse

dertli olmak.
with
den rahatsız olmak. He's been troubled with his back recently. Son günlerde sırtından rahatsız. The principal can't be troubled with these the petty problems. Müdür ufak tefek meselelerle meşgul olamaz

BE TRUANT : English Turkish Redhouse

dersi asmak; okulu kırmak.
vazifeden kaçmak

BE TRUE TO : English Turkish Redhouse

-e sadık kalmak

BE TRUE TO ONE'S WORD : English Turkish Redhouse

sözünü tutmak, sözünü yerine getirmek

BE TUCKERED OUT : English Turkish Redhouse

pestili çıkmak, turşuya dönmek, çok yorulmuş olmak

BE UNABLE TO : English Turkish Redhouse

-ememek,
amamak,
den âciz olmak: She was unable to come. Gelemedi. I am unable to make the decision by myself. Kararı yalnız başıma vermekten âcizim

BE UNABLE TO BEAR THE SIGHT OF : English Turkish Redhouse

-i hiç çekememek,
e hiç tahammül edememek

BE UNABLE TO GET A WORD IN EDGEWISE : English Turkish Redhouse

karşısındakinin fazla konuşmasından dolayı ağzını açamamak

BE UNABLE TO STAND THE SIGHT OF : English Turkish Redhouse

-i hiç çekememek,
e hiç tahammül edememek

BE UNACCUSTOMED TO : English Turkish Redhouse

-e alışık olmamak: He is unaccustomed to getting up early in the morning. Sabah erken kalkmaya alışık değil

BE UNAWARE OF : English Turkish Redhouse

-in farkında olmamak,
den haberi olmamak,
den habersiz olmak: He is unaware of his surroundings. Çevresindekilerin farkında değil. They are unaware of our change in plans. Planlarda yaptığımız değişiklikten haberleri yok

BE UNDAUNTED BY : English Turkish Redhouse

den yılmamak.
den dolayı cesareti kırılmamak: He was undaunted by the difficulty of the task. İşin zorluğu cesaretini kırmadı

BE UNDER A BAN : English Turkish Redhouse

yasaklanmak

BE UNDER A CLOUD : English Turkish Redhouse

-in adı lekelnmiş olmak,
in adı kötüye çıkmış olmak

BE UNDER ARREST : English Turkish Redhouse

tutuklu olmak

BE UNDER ATTACK : English Turkish Redhouse

saldırılara maruz kalmak; topa tutulmak

BE UNDER CONSTRUCTION : English Turkish Redhouse

inşaat halinde olmak

BE UNDER CUSTODY : English Turkish Redhouse

tutuklu olmak

BE UNDER DISCUSSION : English Turkish Redhouse

görüşülmekte olmak

BE UNDER GUARD : English Turkish Redhouse

koruma altında olmak

BE UNDER OATH : English Turkish Redhouse

yeminli olmak