Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

AT PEACE : English Turkish Redhouse

barış halinde.
huzur içinde

AT PRESENT : English Turkish Redhouse

şimdiki halde, şimdiki durumda

AT RANDOM : English Turkish Redhouse

asgele, tesadüfen

AT SEA : English Turkish Redhouse

denizde.
şaşkına dönmüş

AT THAT : English Turkish Redhouse

onun üzerine: Once again she refused, and at that he left. Bir daha reddetti; o da onun üzerine çıktı

AT THAT POINT : English Turkish Redhouse

o sırada: At that point I left. O sırada çıktım.
o noktaya gelince, o aşamaya gelince: At that point add the eggs. O aşamaya gelince yumurtaları ilave edin

AT THE DROP OF A HAT : English Turkish Redhouse

hemen, derhal

AT THE ELEVENTH HOUR : English Turkish Redhouse

son anda, son dakikada

AT THE END OF THE DAY : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesi, konuşma dilieninde sonunda

AT THE EXPENSE OF : English Turkish Redhouse

pahasına

AT THE INSTANCE OF : English Turkish Redhouse

(birinin) isteği üzerine

AT THE LATEST : English Turkish Redhouse

en geç

AT THE MERCY OF : English Turkish Redhouse

-in insafına (kalmış),
in elinde

AT THE MOMENT : English Turkish Redhouse

şu an, şimdilik

AT THE MOST : English Turkish Redhouse

akınız at most

AT THE OUTSIDE : English Turkish Redhouse

konuşma dilien fazla, olsa olsa, azami

AT THE POINT OF DEATH : English Turkish Redhouse

ölüm halinde

AT THE SAME TIME : English Turkish Redhouse

aynı zamanda

AT THE SIGHT OF : English Turkish Redhouse

-i görünce,
i görür görmez

AT THE TOP OF HIS LUNGS : English Turkish Redhouse

avazı çıktığı kadar

AT THE TOP OF ONE'S LUNGS : English Turkish Redhouse

avazı çıktığı kadar

AT THE TOP OF ONE'S VOICE : English Turkish Redhouse

avazı çıktığı kadar

AT THE UTMOST : English Turkish Redhouse

en çok, olsa olsa

AT THE VERY LEAST : English Turkish Redhouse

en aşağı, en az

AT THE WORST : English Turkish Redhouse

akınız at worst