Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

MAYPOLE : English Turkish Redhouse

May.polemey'pol isim 3 Mayıs'ta kızların etrafında dans ettiği çiçeklerle süslü direk

MAYPOP : English Turkish Redhouse

may.popmey'pap isim, botanik çarkıfelek

MAZE : English Turkish Redhouse

mazemeyz isim
labirent.
şaşkınlık, hayret

MAZOURKA : English Turkish Redhouse

ma.zour.kamızûr'kı isim mazurka

MAZURKA : English Turkish Redhouse

ma.zur.kamızır'kı isim mazurka

MC : English Turkish Redhouse

MCem'si' isim protokol görevlisi, teşrifatçı

MC.COY : English Turkish Redhouse

Mc.Coymıkoy' isim bakınız the real Mc.Coy

MDSE. : English Turkish Redhouse

mdse.kısaltma merchandise

ME : English Turkish Redhouse

memi zamir beni; bana

MEAD : English Turkish Redhouse

meadmid isim mayalandırılmış bal ve sudan yapılan alkollü bir içki

MEADOW : English Turkish Redhouse

mead.owmed'o isim çayır

MEAGER : English Turkish Redhouse

mea.germi'gır sıfat
yetersiz, eksik, az.
yavan, tatsız.
zayıf

MEAGRE : English Turkish Redhouse

mea.gremi'gır sıfat, İngiliz İngilizcesi meager

MEAL : English Turkish Redhouse

mealmil isim yemek

MEALTIME : English Turkish Redhouse

meal.timemil'taym isim yemek zamanı

MEALY-MOUTHED : English Turkish Redhouse

meal.y-mouthedmi'limautht', mi'limaudhd' sıfat samimiyetsiz

MEAN : English Turkish Redhouse

meanmin sıfat orta, vasat; ortalama. isim orta; ortalama

MEAN BUSINESS : English Turkish Redhouse

çok ciddi olmak, şaka yapmamak: This time she means business. Bu kez ciddidir

MEAN DAILY TEMPERATURE : English Turkish Redhouse

günlük ortalama sıcaklık

MEAN DISTANCE : English Turkish Redhouse

ortalama uzaklık

MEAN LITTLE : English Turkish Redhouse

-in değeri/önemi az olmak: That prize means little to her. Onun gözünde o ödülün pek az önemi var

MEAN PRESSURE : English Turkish Redhouse

ortalama basınç

MEAN SOLAR TIME : English Turkish Redhouse

ortalama güneş zamanı

MEAN WELL : English Turkish Redhouse

-in niyeti iyi olmak

MEANDER : English Turkish Redhouse

me.an.dermiyän'dır fiil
dolambaçlı yoldan gitmek.
avare dolaşmak, gezinmek