Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

OPERATIONAL : English Turkish Redhouse

op.er.a.tion.alsıfat
işlemsel; işletimsel.
kullanılmaya hazır

OPERATIVE : English Turkish Redhouse

op.er.a.tiveap'ırıtîv sıfat
işleyen, çalışan, faal.
yürürlükte olan.
etkin, etkili.
ameliyata ait.
ameliyat edilebilir. isim
usta işçi.
teknisyen.
casus, aqan.
dedektif

OPERATOR : English Turkish Redhouse

op.er.a.torap'ıreytır isim
operatör.
teknisyen.
ticari veya sınai bir kuruluşun sahip veya yöneticisi.
santral memuru.
argo lüpçü

OPERETTA : English Turkish Redhouse

op.e.ret.taapıret'ı isim operet

OPHTHALMIA : English Turkish Redhouse

oph.thal.mi.aaf.thäl'miyı isim, tıbbi göz iltihabı/yangısı

OPHTHALMOLOGIST : English Turkish Redhouse

oph.thal.mol.o.gistaf.thälmal'ıcîst isim göz doktoru/hekimi, oftalmolog

OPHTHALMOLOGY : English Turkish Redhouse

oph.thal.mol.o.gyaf.thälmal'ıci isim oftalmoloqi, gözbilim

OPHTHALMOSCOPE : English Turkish Redhouse

oph.thal.mo.scopeaf.thäl'mıskop isim oftalmoskop, göz aynası

OPIATE : English Turkish Redhouse

o.pi.ateo'piyît, o'piyeyt sıfat
afyonlu.
uyuşturucu, uyku getirici, sersemletici. isim afyonlu ilaç

OPINION : English Turkish Redhouse

o.pin.ionıpîn'yın isim görüş, fikir, düşünce

OPINIONATED : English Turkish Redhouse

o.pin.ion.at.edıpîn'yıneytîd sıfat inatçı, fikrinden dönmeyen, dik kafalı

OPIUM : English Turkish Redhouse

o.pi.umo'piyım isim afyon

OPIUM POPPY : English Turkish Redhouse

haşhaş

OPOPANAX : English Turkish Redhouse

o.pop.a.naxıpap'ınäks isim (reçine olarak) çavşır

OPOPONAX : English Turkish Redhouse

o.pop.o.naxıpap'ınäks isim bakınız opopanax

OPOSSUM : English Turkish Redhouse

o.pos.sumıpas'ım, opas'ım isim opossum, sarig

OPP. : English Turkish Redhouse

opp.kısaltma opposed opposite

OPPONENT : English Turkish Redhouse

op.po.nentıpo'nınt isim
düşman.
rakip

OPPORTUNE : English Turkish Redhouse

op.por.tuneapırtun' sıfat
elverişli, uygun.
tam zamanında olan, vakitli

OPPORTUNELY : English Turkish Redhouse

op.por.tune.lyzarf tam zamanında

OPPORTUNISM : English Turkish Redhouse

op.por.tun.ismapırtu'nîzım isim fırsatçılık, oportünizm

OPPORTUNIST : English Turkish Redhouse

op.por.tun.istisim fırsatçı, oportünist

OPPORTUNITY : English Turkish Redhouse

op.por.tu.ni.tyapırtu'nıti isim fırsat, elverişli durum

OPPOSE : English Turkish Redhouse

op.poseıpoz' fiil
karşı koymak, karşı çıkmak, direnmek.
karşılaştırmak

OPPOSITE : English Turkish Redhouse

op.po.siteap'ızît sıfat
karşıki, karşı.
karşıt, ters, zıt, aksi. isim
karşıt olan şey veya kimse.
karşıda olan şey veya kimse. zarf, edat
karşı karşıya.
karşılıklı.
karşısında