Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
PAWN BROKER : English Turkish Redhouse

ehin karşılığı borç para veren kimse; tefeci

PAWN SHOP : English Turkish Redhouse

tefeci dükkânı

PAWN TICKET : English Turkish Redhouse

ehin makbuzu

PAWPAW : English Turkish Redhouse

paw.pawpôpô' isim bakınız papaw

PAY : English Turkish Redhouse

paypey isim ücret, maaş. fiil (paid)
(birine) (para, borç v.b.'ni) ödemek: Haven't you paid him yet? Parasını daha ödemedin mi? You have to pay your taxes next month. Gelecek ay vergilerini ödemen lazım.
(hata veya suçun) bedelini ödemek, cezasını çekmek: You'll pay heavily for this. Bunu ağır ödersin.
in yararına olmak: Who says crime doesn't pay? Suç işlemenin faydasını kim inkâr edebilir ki? It'll pay you to listen to this. Buna kulak asarsan iyi olur.
(bir iş) birine para getirmek; (bir işin) maaşı (belirli bir nitelikte) olmak: This qob pays well. Dolgun maaşlı bir iş bu

PAY A COMPLIMENT : English Turkish Redhouse

kompliman yapmak

PAY A DEBT : English Turkish Redhouse

orç ödemek, tediye etmek

PAY A PREMIUM FOR : English Turkish Redhouse

-i pahalıya almak

PAY A VISIT TO : English Turkish Redhouse

i ziyaret etmek.
e gitmek;
e uğramak

PAY AN ARM AND A LEG FOR : English Turkish Redhouse

-e çok pahalıya patlamak: You'll pay an arm and a leg for it. Sana çok pahalıya patlayacak

PAY AS ONE GOES : English Turkish Redhouse

peşin parayla alışveriş etmek

PAY ATTENTION : English Turkish Redhouse

dikkat etmek

PAY COURT TO : English Turkish Redhouse

-e kur yapmak

PAY DAY : English Turkish Redhouse

maaş günü

PAY DEARLY FOR : English Turkish Redhouse

pahalıya mal olmak

PAY FOR : English Turkish Redhouse

in parasını ödemek;
in masrafını/hesabını ödemek/çekmek,
in faturasını ödemek.
(hata veya suçun) bedelini ödemek, cezasını çekmek

PAY FOR ITSELF : English Turkish Redhouse

kendi masrafını çıkarmak

PAY HEED TO : English Turkish Redhouse

-e dikkat etmek,
e kulak asmak

PAY IN ADVANCE : English Turkish Redhouse

peşin ödemek, teslim almadan önce parasını ödemek

PAY IN KIND : English Turkish Redhouse

ayni olarak ödemek

PAY INTEREST : English Turkish Redhouse

(hesap, bono v.b.) faiz getirmek

PAY LIP SERVICE TO : English Turkish Redhouse

-e inanır gibi yapmak

PAY OBEISANCE TO : English Turkish Redhouse

-e saygı göstermek

PAY OFF : English Turkish Redhouse

(borcu) tamamıyla ödemek.
konuşma dili faydalı olmak

PAY ONE'S DUES : English Turkish Redhouse

aidatını ödemek.
argo (stajyerlik veya çıraklık dönemlerine özgü) sıkıcı işler yapmak.
argo bir şeyin cezasını çekmek