English Turkish Redhouse
PERSUASIVENESS : English Turkish Redhouse
per.sua.sive.nessisim ikna edebilme gücü
PERT : English Turkish Redhouse
pertpırt sıfat arsız, şımarık, yılışık; küstah
PERTAIN : English Turkish Redhouse
per.tainpırteyn' fiil
to
e ait olmak; ile ilgili olmak,
e ilişkin olmak; ile ilgisi olmak: This forest doesn't pertain to that estate. Bu orman o malikâneye ait değil. His remarks pertained only to legal matters. Sözleri yalnızca yasal sorunlarla ilgiliydi. This privilege doesn't pertain to you. Bu ayrıcalığın seninle ilgisi yok.
to
e özgü olmak,
e has olmak: That characteristic pertains only to vertebrates. O özellik yalnızca omurgalılara özgüdür
PERTINACIOUS : English Turkish Redhouse
per.ti.na.ciouspırtıney'şıs sıfat direngen; kararlı, azimli
PERTINACIOUSLY : English Turkish Redhouse
per.ti.na.cious.lyzarf kararlılıkla, azimle
PERTINACITY : English Turkish Redhouse
per.ti.nac.i.typırtınäs'ıti isim direngenlik; kararlılık, azim
PERTINENT : English Turkish Redhouse
per.ti.nentpır'tınınt sıfat
yerinde: a pertinent remark yerinde bir söz.
geçerli: This book is still pertinent. Bu kitap hâlâ geçerli
PERTURB : English Turkish Redhouse
per.turbpırtırb' fiil
zihnini karıştırmak, rahatsız etmek.
altüst etmek
PERU : English Turkish Redhouse
Pe.rupıru' isim Peru
PERUSAL : English Turkish Redhouse
pe.rus.alpıru'zıl isim dikkatle okuma
PERUSE : English Turkish Redhouse
pe.rusepıruz' fiil dikkatle okumak
PERUVIAN : English Turkish Redhouse
isimPerulu. sıfat
Peru, Peru'ya özgü.
Perulu
PERVADE : English Turkish Redhouse
per.vadepırveyd' fiil istila etmek, kaplamak, yayılmak, sarmak, bürümek
PERVASIVE : English Turkish Redhouse
per.va.sivepırvey'sîv sıfat yayılmış, kaplayan
PERVERSE : English Turkish Redhouse
per.versepırvırs' sıfat
ters, aksi.
huysuz.
sapık; sapkın
PERVERSION : English Turkish Redhouse
per.ver.sionpırvır'qın isim
sapıklık.
sapkınlık, sapınç, dalalet.
baştan çıkarma, ayartma.
(anlamı) saptırma; (gerçeği) çarpıtma
PERVERSITY : English Turkish Redhouse
per.ver.si.tyisim
terslik, aksilik.
huysuzluk.
sapıklık
PERVERT : English Turkish Redhouse
per.vertpırvırt' fiil
çıkarmak, ayartmak.
(anlamı) saptırmak; (gerçeği) çarpıtmak. isim (pır'vırt) cinsel sapık
PESKY : English Turkish Redhouse
pes.kypes'ki sıfat, konuşma dili belalı, sinir bozucu
PESSIMISM : English Turkish Redhouse
pes.si.mismpes'ımîzım isim kötümserlik, karamsarlık
PESSIMIST : English Turkish Redhouse
pes.si.mistpes'ımîst isim kötümser, karamsar
PESSIMISTIC : English Turkish Redhouse
pes.si.mis.ticpesımîs'tîk sıfat kötümser, karamsar
PESSIMISTICALLY : English Turkish Redhouse
pes.si.mis.tic.allyzarf karamsarlıkla
PEST : English Turkish Redhouse
pestpest isim
baş belası, püsküllü bela, musibet.
bitkilere zarar veren küçük hayvan, böcek, mantar v.b
PESTER : English Turkish Redhouse
pes.terpes'tır fiil sıkmak, sıkıntı vermek, başını ağrıtmak; sıkboğaz etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani