Multilingual Turkish Dictionary English Turkish Redhouse

POTTY : English Turkish Redhouse

pot.typat'i isim, çocuk dili
lazımlık.
klozet. sıfat, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili deli, çatlak

POTTY CHAIR : English Turkish Redhouse

lazımlıklı iskemle

POUCH : English Turkish Redhouse

pouchpauç isim
kese, torba.
göz altında oluşan torbamsı şişlik.
zooloji kese.
zooloji avurt

POULTER : English Turkish Redhouse

poul.terpol'tır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız poulterer

POULTERER : English Turkish Redhouse

poul.ter.erpol'tırır isim, İngiliz İngilizcesi
kümes hayvanlarının etini satan kasap.
kümes hayvanlarını yetiştirip satan kimse

POULTICE : English Turkish Redhouse

poul.ticepol'tîs isim yara lapası

POULTRY : English Turkish Redhouse

poul.trypol'tri isim
kümes hayvanları.
kümes hayvanlarının eti

POULTRYMAN : English Turkish Redhouse

poul.try.manpol'trimın isim (poultrymen)
kümes hayvanlarının etini satan kasap.
kümes hayvanlarını yetiştirip satan adam

POUNCE : English Turkish Redhouse

pouncepauns isim saldırma, atılma. fiil at/on/uponbirden üstüne atılmak

POUND : English Turkish Redhouse

poundpaund fiil
vurmak, dövmek.
yumruklamak.
(gemi) dalgaya çarpmak.
(kalp) küt küt atmak.
ağır adımlarla yürümek

POUND STERLING : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesisterlin, pound, İngiliz lirası

POUR : English Turkish Redhouse

pourpôr fiil
dökmek, akıtmak; dökülmek, akmak.
bardaktan boşanırcasına yağmak

POUR COLD WATER ON : English Turkish Redhouse

umudunu söndürmeye çalışmak,
.. hevesini kırmaya çalışmak

POUR OIL ON TROUBLED WATERS : English Turkish Redhouse

heyecanı yatıştırmak

POUT : English Turkish Redhouse

poutpaut fiil surat asmak, somurtmak. isim surat asma, somurtma

POVERTY : English Turkish Redhouse

pov.er.typav'ırti isim
yoksulluk, fakirlik, ihtiyaç.
yetersizlik, eksiklik

POVERTY-STRICKEN : English Turkish Redhouse

sıfatçok fakir, yoksul

POW : English Turkish Redhouse

POWpi'o'd^b'ılyu kısaltma Prisoner of War

POWDER : English Turkish Redhouse

pow.derpau'dır isim
toz.
pudra.
barut. fiil
pudralamak.
toz haline getirmek; toz haline gelmek

POWDER FLASK : English Turkish Redhouse

arutluk

POWDER HORN : English Turkish Redhouse

arutluk

POWDER PUFF : English Turkish Redhouse

pudra ponponu

POWDER ROOM : English Turkish Redhouse

ayanlara ait tuvalet

POWDERED MILK : English Turkish Redhouse

süttozu

POWDERED SUGAR : English Turkish Redhouse

pudraşeker, pudraşekeri