Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
RED HERRING : English Turkish Redhouse

ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu

RED MULBERRY : English Turkish Redhouse

kırmızı dut

RED PEPPER : English Turkish Redhouse

kırmızıbiber

RED TAPE : English Turkish Redhouse

kırtasiyecilik, bürokrasi

RED-BLOODED : English Turkish Redhouse

ed-blood.edred'bl^d'îd sıfat
güçlü kuvvetli.
mert, erkekçe

RED-HANDED : English Turkish Redhouse

ed-hand.edred'hän'dîd sıfat suçüstü

RED-HOT : English Turkish Redhouse

ed-hotred'hat' sıfat
kızgın.
yepyeni, taze (haber).
son derece öfkelenmiş, ateş saçan

RED-LETTER : English Turkish Redhouse

ed-let.terred'let'ır sıfat çok önemli, unutulmaz

RED-LIGHT : English Turkish Redhouse

ed-lightred'layt' sıfat bakınız red-light district

RED-LIGHT DISTRICT : English Turkish Redhouse

genelevlerin bulunduğu semt, genelevler

REDBUD : English Turkish Redhouse

ed.budred'b^d isim, botanik erguvan

REDDEN : English Turkish Redhouse

ed.denred'ın fiil kırmızılaştırmak; kırmızılaşmak

REDEEM : English Turkish Redhouse

e.deemrîdim' fiil
bedelini verip geri almak, rehinden kurtarmak.
(birini/bir şeyi) affettirmek;
in kötülüğünü azaltmak/hafifletmek.
kurtarmak

REDEMPTION : English Turkish Redhouse

e.demp.tionrîdemp'şın isim
kurtarma; kurtarılma.
rehinden kurtarma

REDEMPTIVE : English Turkish Redhouse

e.demp.tivesıfat kurtarıcı, kurtaran

REDHEAD : English Turkish Redhouse

ed.headred'hed isim kızıl saçlı kimse

REDO : English Turkish Redhouse

e.dori'du fiil (redid, redone) yeniden yapmak

REDOLENT : English Turkish Redhouse

ed.o.lentred'ılınt sıfat
güzel/keskin kokulu.
of/with
.. kokan.
of/with
i anımsatan,
i hatırlatan,
.. kokan

REDOUBLE : English Turkish Redhouse

e.dou.blerid^b'ıl fiil
iki misline çıkarmak.
tekrarlamak; tekrarlanmak

REDOUBLE ONE'S EFFORTS : English Turkish Redhouse

daha fazla gayret sarfetmek

REDOUBTABLE : English Turkish Redhouse

e.doubt.a.blerîdau'tıbıl sıfat yaman, çetin, yavuz; güçlü ve gözü pek

REDOUND : English Turkish Redhouse

e.doundrîdaund' fiil
to
i artırmak: This will redound to your credit. Herkesin gözünde senin kıymetini artırır.
on/upon
i etkilemek,
e dokunmak,
e yansımak

REDRESS : English Turkish Redhouse

e.dressrîdres' fiil
düzeltmek, doğrultmak.
telafi etmek

REDSKIN : English Turkish Redhouse

ed.skinred'skîn isim, aşağılayıcı Kızılderili

REDUCE : English Turkish Redhouse

e.ducerîdus' fiil
azaltmak, indirmek, düşürmek; küçültmek.
to (belli bir duruma) getirmek, sokmak, düşürmek.
to
e çevirmek,
e döndürmek.
kilo vermek, zayıflamak.
matematik indirgemek