Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
ELBOW TELESCOPE : English Turkish military

DİRSEKLİ DÜRBÜN:(L) şeklinde ve göz camları hedefe doğru bir dik açı teşkil eden dürbün

ELECT : English Turkish military

ELEMEK, SEÇMEK:

ELECTRIC PRIMER : English Turkish military

ELEKTRİK FÜNYESİ:İçinde az miktarda hassas infilak maddesi veya kara barut bulunan ve bir elektrik devresi ile ateşlenen madeni fünye. Bu fünye, infilak maddesini veya sevk barutunu ateşlemek için kullanılır

ELECTRIC SQUIB : English Turkish military

ELEKTRİKLİ ATEŞLEYİCİ:Sis kutuları gibi, elektrikle ateşlenen yanıcı harp malzemesi için yapılmış bir ateşleyici. İçinde ince bir direnç telinin etrafına basınçla sıkıştırılmış bir barut hakkı bulunan kükürtle kapatılmış ufak bir borudan ibarettir. "open end" (açık uçlu), "flash vented" (delikli) ve "closed end" (kapalı uçlu) olmak üzere üç tipi vardır. Bak. "squib"

ELECTRICAL ACCOUNTING MACHINE : English Turkish military

ELEKTRİKLİ HESAP MAKİNASI:Bak. "tabulating equipment"

ELECTRICAL INTERCEPTION : English Turkish military

ELEKTRİKLİ DİNLEME:Başkaları için yapılan muhabereden elektrikli vasıtalarla haber alma

ELECTRO-EXPLOSIVE DEVICE : English Turkish military

ELEKTRONİK PATLAMA AYGITI:Patlama veya aydınlatma faaliyetinin sonucunda, patlayıcı, aydınlatıcı veya mekanik bir etki yaratan, elektrikle çalışan bir aygıt

ELECTRO-OPTICAL INTELLIGENCE : English Turkish military

ELEKTRO-OPTİK İSTİHBARAT:Morötesinden (
01 mikrometre) kızılötesine (1000 mikrometre) kadar elektromanyetik spektrumun optik olarak izlenmesinden oluşturulan muhabere istihbaratı haricindeki istihbarat bilgisi. Aynı zamanda ELECTRO-OPTINT olarak bilinir

ELECTRO-OPTICS : English Turkish military

ELEKTRO OPTİK:Bir optik aygıt kullanarak, elektrik enerjisinin ışığa, veya ışığın elektrik enerjisine çevrilmesi sonucunu veren optik ve elektronik ilişki

ELECTRO-OPTINT : English Turkish military

Bak. "electro-optical intelligence"

ELECTROCARDIOGRAM : English Turkish military

ELEKTROKARDİOGRAM:Kalp hareketlerinin bir elektrokardiograf vasıtasıyla ve fotografik usullerle tespit edilişi

ELECTROCARDIOGRAPH : English Turkish military

ELEKTROKARDİOGRAF:Kalbin atışı esnasında meydana gelen elektrik potansiyel değişikliklerini kaydeden bir alet. Bu alet; kalpteki arızaları tespit ve teşhis için kullanılır

ELECTRODE SWEEP : English Turkish military

ELEKTROT TARAMASI:Deniz mayın harbinde, suyun elektrik devresinin bir parçasını oluşturduğu, bir manyetik kablo taraması

ELECTROJET : English Turkish military

ELEKTROJET (HV.):Bir gezegenin üst atmosferinde iyonlaşmış bir tabakada, genel olarak güneş etkisiyle hareket eden elektrik yüklü tabaka veya akıntı

ELECTROMAGNETIC : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK:Yüklü partiküllerin radyasyonu veya hareketi ile ilgili müşterek elektriki ve manyetik sahalara ait

ELECTROMAGNETIC COMPATIBILITY : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK UYARLIK:Muhabere teçhizatı, tali sistemler ve sistemlerin, tasarlandıkları çalışma koşullarında, elektromanyetik radyasyon veya tepki sebebiyle, kabul edilemeyecek oranda performansının azalmasına neden olmayacak derecede çalışma yeteneği. a. Tasarım uyarlığına, istenilmeyen sinyalleri yok etmek ve çalışma imkan ve kabiliyetlerini artırmak için, tüm elektromanyetik radyasyon ve alıcı teçhizatının teknik karakteristikleri ve özelliklerinin bir arada düşünülerek tasarlanmasıyla sağlanır. Çalışma uyarlığına, girişimsiz bir çalışmayı temin etmek için, teçhizat esnekliğiyle sağlanır. Çalışma verimliliğini azamiye çıkarmak için, ses frekansı idaresi, açık kavramlar ve doktrinler kullanılması gerekir

ELECTROMAGNETIC ENVIRONMENT : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK ÇEVRE:Bir askeri kuvvet, sistem veya platformun, kullanılması düşünülen çalışma çevresinde belirlenen görevini yaparken, radyasyon veya iletim yoluyla karşılaştığı elektromanyetik emisyon seviyelerindeki muhtelif frekans aralıklarında, güç ve zaman dağılımının çarpımı. Elektromanyetik girişim; elektromanyetik sadme; elektromanyetik radyasyonun personel, mühimmat ve uçucu malzemelere, tehlikeleri ve ışıma ile statiğinin doğal etkilerinin toplamıdır. Ayrıca EME de denir

ELECTROMAGNETIC ENVIRONMENTAL EFFECTS : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK ÇEVRE ETKİLERİ:Elektromanyetik çevrenin askeri kuvvetler, teçhizat, sistemler ve platformların çalışma imkan ve kabiliyetlerine tesiri. Elektromanyetik uyarlık/elektromanyetik girişim; elektromanyetik hassaslık, elektromanyetik sadme; elektronik karşı-karşı-tedbirler, elektromanyetik radyasyonun personel, mühimmat ve uçucu malzemeye tehlikeleri dahil olmak üzere tüm elektromanyetik hususlar; ve ışıma ile P-statiğinin doğal etkilerinden meydana gelir. Ayrıca E de denir

ELECTROMAGNETIC INTERFERENCE : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK MÜDAHALE/GİRİŞİM:Elektronik/elektrik teçhizatın etkin performansını engelleyen, kesen ya da performansını düşüren veya sınırlayan herhangi bir elektromanyetik parazittir. Elektromanyetik harbin bazı şekilleri gibi kasıtlı olarak veya kasıtsız olarak yanlış emisyon ve tepkiler, intermodülasyon ürünleri ve benzerleri gibi oluşturulabilir. Ayrıca EMI'de denir

ELECTROMAGNETIC INTRUSION : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK ENGELLEME:Operatörleri yanıltmak veya karışıklığa neden olmak amacıyla, iletişim hatlarına kasıtlı olarak elektromanyetik enerjinin herhangi bir yolla sokulması. Bak. "electronic warfare"

ELECTROMAGNETIC PULSE : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK PALS:Nükleer aygıtların malzemelerinden veya çevreleyen ortamdan yayılan fotonların "Comptonrecoil" elektronları ve fotoelektronlarının neden olduğu bir nükleer patlamadan meydana gelen elektromanyetik radyasyon. Sonuçta oluşan elektriksel ve manyetik alanlar elektriksel/ elektronik sistemlerle birleşerek hasar verici akım ve voltaj iniş çıkışları oluşturabilir. Nükleer olmayan vasıtalarla da oluşabilir. Ayrıca EMP de denir

ELECTROMAGNETIC RADIATION : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK RADYASYON TEHLİKELERİ:Gönderici/anten sistemlerinin neden olduğu tehlikeler şunlardır. a. Mühimmat, personel, yakıt doldurma faaliyetlerinin civarında belirlenen güvenli seviyenin üstünde elektromanyetik radyasyon üretmek. b. Mevcut seviyeleri tehlikeli dereceye artırmak. c. Planlanan çalışma veya işgal edilen yere tehlike arzedecek şekilde, elektromanyetik radyasyona maruz kalan bir bölgede konuşlandırılmış personel, yakıt ikmal veya mühimmat tesisinin bulunması. Bu tehlikeler yeterli yoğunlukta elektromanyetik alanın aşağıdakileri gerçekleştirmek üzere bulunması halinde olacaktır: a) Elektronik patlayıcı veya diğer silah sistemleri, mühimmat veya patlayıcı aygıtların hassas patlayıcı aygıtların hassas patlayıcı unsurlarını harekete geçirmek için yeterince büyük oranda indükleme veya akım/voltaj oluşturma. b) İnsanlara veya doğaya zarar ya da yaralanma oluşturmak. c) Etkilenmiş alanda muamele görmesi gereken alev alıcı malzeme karışımlarını ateşlemek için yeterli büyüklükte kıvılcımlar oluşturmak. Aynı zamanda EMD tehlikeleri, RADHAZ, HERO'da denir

ELECTROMAGNETIC SPECTRUM : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM (NATO):Elektromanyetik radyasyonun sıfırdan sonsuza kadar tüm aralıklardaki frekansları. Aralıklar 26 adet alfabetik olarak harflenmiş banttan oluşur. Bak. "electronic warfare"

ELECTROMAGNETIC VULNERABILITY : English Turkish military

ELEKTROMANYETİK HASSASİYET:Belirli seviyedeki çevresel elektromanyetik tesirlere maruz kalmanın sonucunda, bir sistemin karakteristiklerinin belirli derecede performans kaybı göstermesi. Ayrıca EMV'de denir

ELECTRON : English Turkish military

ELEKTRON:Negatif elektrik yüklü bir element taneciği