Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish military

English Turkish military
ANTIAIRCRAFT ARTILLERY OPERATIONS DETACHMENT : English Turkish military

HAVA SAVUNMA TOPÇUSU HAREKAT MÜFREZESİ:Bir hava savunma harekat merkezini tesis ve idare eden, subay ve erlerden oluşan bir teşkil

ANTIAIRCRAFT ARTILLERY SCHOOL : English Turkish military

HAVA SAVUNMA TOPÇU OKULU:Hava savunma topçu komutanlığına bağlı olan ve hava savunma topçusuna ait teknik ve taktik konularla ve sahra hizmeti ile öğretmenlik hususlarında şahıslara öğretim yaptıran okul

ANTIAIRCRAFT BALLOON : English Turkish military

BARAJ BALONU:Bak. "barrage balloon"

ANTIAIRCRAFT CONTROL CONDITION : English Turkish military

HAVA SAVUNMA TOPÇUSU ATEŞ KONTROL DURUMU:Hava savunma ateşinde kontrol durumu. Bu kontrol durumu iki türlüdür: (a) Yeşil ateş kontrol durumu (control green)
Dost tayyarelerin bölge içinde bulunduğunu ve taarruz etmedikçe veya düşman olduğu kesin şekilde anlaşılmadıkça, herhangi bir tayyareye ateş açılmayacağını ifade eder, (b) Sarı ateş kontrolü (control yellow)
Bölge içinde hiçbir dost tayyarenin uçmadığını ve kesin tanıma halleri dışında, görülen tayyarelere ateş açılabileceğini ifade eder. Bu kontrol başlamadan önce, dost tayyarelerin bölgeden tamamen uzaklaşmaları icap eder

ANTIAIRCRAFT DEFENSE : English Turkish military

HAVA SAVUNMASI:Hava savunma toplarını, otomatik silahları ve roketleri, yerden havaya atılan güdümlü füzeleri, baraj balonlarını ve hava savunma topçusunu istihbarat hizmetini içine alan ve yerden veya denizden havaya doğru yapılan her türlü savunma hareketleri

ANTIAIRCRAFT DIRECTOR : English Turkish military

HAVA SAVUNMA KOMUTA ALETİ:Bak. "director"

ANTIAIRCRAFT GUN : English Turkish military

HAVA SAVUNMA TOPU:Özellikle tayyarelere karşı kullanılmak üzere imal edilmiş top. Bu toplara, çok kolaylıkla yan ve yükseliş verilebilir. Uzun menzilleri vardır ve en büyük nişangah açılarıyla ateş yapabilirler

ANTIAIRCRAFT LOOKOUT : English Turkish military

HAVA GÖZCÜSÜ:Bak "air guard"

ANTIAIRCRAFT OFFICER : English Turkish military

HAVA SAVUNMA SUBAYI:Bir komutanlığın özel karargahına mensup ve komutan ile erkanına, hava savunmasıyla ilgili konularda fikir veren şahıs. Bu subay, genellikle, komutanlığa ait hava savunma topçusunun da komutanıdır

ANTIAIRCRAFT OPERATIONS CENTER : English Turkish military

UÇAKSAVAR HAREKAT MERKEZİ:
Bir uçaksavar komutanının taktik karargahı.
Hava savunması için bilgi toplamak ve kıymetlendirmek ve istihbaratı dağıtmak üzere kurulan ve ast birlikler üzerindeki harekat kontrolünün icrasında vasıta olan teşkilat

ANTIAIRCRAFT OPERATIONS OFFICER : English Turkish military

HAVA SAVUNMA HAREKAT SUBAYI:Bir savunmada iş gören bütün hava savunma birlikleri komutanının temsilcisi olan ve hava savunma harekat merkezinde bütün hava savunma harekatına nezaret eden subay

ANTIAIRCRAFT OPERATIONS ROOM : English Turkish military

HAVA SAVUNMA HAREKAT ODASI:Bir hava savunma topçusunun muharebe karargahı. Bu oda; hava savunma topçu istihbarat hizmetinin toplama, kıymetlendirme ve yayma merkezidir. Buna "antiaircraft operations center" de denir

ANTIAIRCRAFT WEAPON : English Turkish military

UÇAKSAVAR SİLAHI:Bakınız: "Duster (antiaircraft weapon) "

ANTIAMPHIBIOUS MINEFIELD : English Turkish military

(LAND MINE WARFARE):AMFİBİ TAARRUZA KARŞI MAYIN TARLASI (KARA MAYIN HARBİ):Esas itibariyle, amfibi taarruza karşı koymak üzere döşenmiş bir mayın tarlası. Ayrıca bakınız: "minefield"

ANTICIPATED RATION STRENGTH : English Turkish military

MUHTEMEL İAŞE MEVCUT RAPORU:Dağıtım yapan levazım subaylığına, üç gün sonraki ihtiyaç için verilen günlük rapor. Bu rapor: bir mevki, kamp, garnizon veya bir tümen ya da daha büyük birlikteki insan miktarını gösterir ve iaşe maddelerinin dağıtımında esas olur

ANTICOUNTERMINING DEVICE : English Turkish military

MUKABİL MAYIN TARANMASINA KARŞI KOYMA CİHAZI:Şok etkisini önlemek üzere tasarlanan bir inflüens mayına monte edilen cihaz

ANTICROP AGENT : English Turkish military

TARIM ÜRÜNLERİNE ZARAR VERİCİ MADDE:Seçilmiş yiyecek veya endüstriyel ürünlerde hastalık yaratmak veya bu ürünlere zarar vermek üzere kullanılan canlı bir organizma veya kimyasal madde. Ayrıca bakınız: "antiplant agent"; "herbicide"

ANTICROP OPERATIONS : English Turkish military

TARIM ÜRÜNLERİNE ZARAR VERME HAREKATI:Düşmanın seçkin yiyecek kaynaklarını ve endüstriyel ürünlerini tahrip etmek üzere, askeri harekatlarda tarım ürünlerine zarar verici maddelerin kullanımı

ANTIDIM : English Turkish military

ANTİDİM:Koruyucu maskenin göz, camlarında buğulanma etkisini azaltan bir madde

ANTIDIM SET : English Turkish military

ANTİDİM KUTUSU:Bütün gaz maskelerinde bulunan ve antidime batırılmış bir bez parçasını ihtiva eden kutu

ANTIDISTURBANCE FUSE : English Turkish military

KIMILDATMAYA KARŞI HASSAS MAYIN TAPASI:Kurulduktan sonra hassas bir duruma gelip herhangi bir hareket veya kımıldatmanın infilaka sebep olacağı tapa. Buna "anti-handling fuze" da denir. Ayrıca bakınız: "antiwithdrawal device"

ANTIFRICTION DEVICE : English Turkish military

SÜRTÜNMEYE KARŞI TERTİBAT:Bir silahın tevcihinde sürtünmeyi azaltan tertibat. Bu tertibat; silahı, ana yataklar üzerinde yükseltip ayırmak ve hareket ettirilirken, serbestçe dönen hafif yataklar üzerinde oturtmak suretiyle çalışır

ANTIGRAVITY : English Turkish military

ÇEKİM KESME ETKİSİ:Mahiyeti henüz keşfedilmemiş bir enerji sahasının, roket araçları ve insan vücudu gibi kütleler üzerinde yer çekim kuvvetini kaldırdığı veya azalttığı sanılan etki

ANTIGRENADE NETTING : English Turkish military

BOMBA AĞI:Düşmanın mevzi içine atmaya çalışacağı bombalara karşı koruma sağlayan ağ

ANTIJAMMING : English Turkish military

KARIŞTIRMAYI ÖNLEME:Karıştırma etkilerini gidermek için yapılan herhangi bir işlem. Bu işlem, telsiz haberleşmesine ve radara uygulanır. Ayrıca bakınız: "jamming"