Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BUYER'S OPTION : English Turkish

alıcı opsiyonu, belirli bir süre içerisinde satın alma hakkı

BUYERS ONLY : English Turkish

sadece tüketiciler için, sadece alıcılar için (tüccarlar, üreticilerin zıttı olarak)

BUYERS' MARKET : English Turkish

tüketici piyasası, tüketiciler, bir ülke veya bir bölgedeki alıcı grubu için kullanılan ekonomik terim

BUYERS' STRIKE : English Turkish

tüketici boykotu, tüketicilerin kollektif olarak satın almayı reddetmesi

BUYERS` MARKET : English Turkish

tüketici piyasası, ayı piyasası, arzın fazla talebin ise düşük olduğu böylelikle tüketicilerin pazarlık gücü kazandıkları durum

BUYING : English Turkish

n. satın alma, alış

BUYING AND SELLING : English Turkish

n. alışveriş

BUYING INCENTIVE : English Turkish

n. satın almayı özendirme

BUYING KNOWLEDGE : English Turkish

ilgi satın alma, know-how veya teknoloji edinme

BUYING POWER : English Turkish

satın alma gücü, belirli bir miktar para ile satın alınabilecek temel ürünlerin oranı

BUYOUT : English Turkish

n. bir şirketin bir diğer şirketin kontrol hisselerini satın alması durumu (Finans)

BUZZ : English Turkish

n. vızıltı, dızlama, telefon konuşması

BUZZ : English Turkish

v. uğuldamak, vızıldamak, çınlamak, fısıldamak, telefon etmek, telefon ederek çağırmak, alçaktan uçmak (uçak)

BUZZ BOMB : English Turkish

obot bomba, patlayıcı ile yüklenmiş ve bomba vazifesi gören pilotsuz jet motorlu uçak (II. Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından İngiltere'ye karşı kullanılan silah)

BUZZ CUT : English Turkish

üç numara (asker traşı) ,alabrus traş, askeri saç kesimi, çok kısa kesilmiş saç

BUZZ OFF : English Turkish

çekip gitmek

BUZZ OFF! : English Turkish

kaybol!, defol!

BUZZ SAW : English Turkish

dairesel dişli bir bıçaktan oluşan kesici elektrikli alet

BUZZARD : English Turkish

n. şahin

BUZZER : English Turkish

n. dızlama ile çalan saat, istim düdüğü, vızıldayan alet, vızıldayan böcek

BUZZING : English Turkish

n. uğultu

BUZZWORD : English Turkish

n. şifre, anahtar kelime; moda deyim, moda kelime, moda haline gelen teknik kelime veya yeni kelime, popüler kelime

BUZZY : English Turkish

adj. (Argo) güçlü bir çınlama yaratan, uçuran (ilaçların)

BVDS : English Turkish

n. bir erkek iç çamaşırı markası

BVR : English Turkish

"Beyond Visual Range (Görüş Mesafesi Dışında)", bir kişinin görebileceği mesafenin dışında, görülebilecek mesafeden daha uzakta