Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

BUTTERFLY NUT : English Turkish

kelebek somun

BUTTERFLY RECORD HOLDER : English Turkish

dünya kelebek yüzme rekoru sahibi, dünya kelebek stilinde yüzme rekorunu elinde bulunduran kimse

BUTTERFLY STROKE : English Turkish

kelebek stili yüzme

BUTTERMILK : English Turkish

n. ayran, yayık ayranı

BUTTERNUT : English Turkish

n. beyaz ceviz (bir Amerikan ağacından elde edilen kabuklu yemiş türü); koyu kahverengi renk

BUTTERNUT SQUASH : English Turkish

n. turuncu sarımsı sert etli kısma sahip çan şeklinde bej renkli kış balkabağı; bu balkabağını ürün olarak veren bitki

BUTTERSCOTCH : English Turkish

n. karamela, şekerleme

BUTTERY : English Turkish

n. kiler, kantin [üniv.]

BUTTERY : English Turkish

adj. tereyağı gibi, tereyağlı, yağcı

BUTTIE : English Turkish

n. sandviç; tereyağlı ekmek dilimi; (İngiliz Argosu) iş arkadaşı, meslektaş (özellikle kömür madenlerinde çalışanlar için)

BUTTING : English Turkish

n. sınır

BUTTLE : English Turkish

v. kahya olarak çalışmak; baş uşak olmak

BUTTOCK : English Turkish

n. kaba et, kalça hareketi (güreş), but

BUTTOCKS : English Turkish

n. kıç, popo, kalça

BUTTON : English Turkish

n. düğme, buton, filiz, tomurcuk, puan, sayı

BUTTON : English Turkish

v. düğmelemek

BUTTON UP : English Turkish

düğmelemek, iliklemek, tamamlamak

BUTTONBALL : English Turkish

n. firavun inciri, çınar, ince katmanlı dış kabuğu ve yuvarlak meyvesiyle Kuzey Amerika'nın bir dizi yaprak döken ağaçlarından her biri

BUTTONED : English Turkish

adj. düğmeli, düğmeyle bağlanmış

BUTTONED UP : English Turkish

fazla konuşmayan, sesi çıkmayan, başarıyla tamamlanmış

BUTTONER : English Turkish

n. düğmeleyen kimse, düğmeyle bağlayan kimse

BUTTONHOLD : English Turkish

v. dışarı kıyafetlerini üzerinde tutuyormuş gibi sohbette hapsetmek

BUTTONHOLE : English Turkish

n. ilik, iliğe takılan çiçek

BUTTONHOLE : English Turkish

v. düğme dikmek, ilik açmak; yakasına yapışmak

BUTTONHOLE FLOWER : English Turkish

yaka iliğine takılan çiçek