Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CADDOAN : English Turkish

n. Caddo dili, Caddo halkı tarafından konuşulan bir Kuzey Amerikan Yerli dili ailesi

CADDY : English Turkish

n. golf takımlarını taşıyan yardımcı; çay kutusu

CADDY CART : English Turkish

golf takımlarını taşıyan araba

CADDY SPOON : English Turkish

n. çay kaşığı

CADE : English Turkish

adj. annesinin terkettiği elde büyütülmüş (yavru)

CADENCE : English Turkish

n. ritim, ses uyumu, tempo, kadans, sesin alçalması, ritm; ahenk

CADENCED : English Turkish

adj. ahenkli, ritmik

CADENCY : English Turkish

n. ritim, ölçülü/kontrollü hareket; tonlama, sesin alçalıp yükselmesi (konuşmada)

CADENTIAL : English Turkish

adj. ritimle/tonlama ile alakalı

CADENZA : English Turkish

n. kadenz, durgu

CADET : English Turkish

n. erkek kardeş (küçük); oğul; harp okulu öğrencisi, askeri öğrenci, polis akademisi öğrencisi; aday

CADET CORPS : English Turkish

genç taburları

CADETCY : English Turkish

n. bir kadetin statüsü, bir askeri okul öğrencisinin konumu

CADETSHIP : English Turkish

n. bir kadetin statüsü, bir askeri okulda öğrenci olma durumu

CADETTE : English Turkish

n. Kız İzciler üyesi; hükümet bürokratı/yazmanı (Avustralya)

CADGE : English Turkish

v. avuç açmak, el açmak

CADGER : English Turkish

n. dilenci; otlakçı

CADI : English Turkish

n. kadı

CADILLAC : English Turkish

n. kadillak, otomobil türü

CADILLACE : English Turkish

v. (Argo) sakin olmak; halletmek

CADILLACING : English Turkish

n. (Argo) sakin, rahat; sakin olma, halletme

CADIZ : English Turkish

n. İspanya'da bir vilayet; İspanya'da bir antik liman şehri

CADMEAN : English Turkish

adj. Cadmus'un veya Cadmus ile ilgili, Cadmus'a özgü, Cadmus gibi

CADMEAN VICTORY : English Turkish

n. iki tarafında zararlı çıktığı savaş

CADMIUM : English Turkish

n. kadmiyum