Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CANCER STICK : English Turkish

n. (Argo) sigara

CANCERATE : English Turkish

v. kanser olmak; kansere sebep olmak

CANCERATION : English Turkish

n. kanser olma durumu; kansere dönüşme durumu

CANCERED : English Turkish

adj. kanserli

CANCERIAN : English Turkish

n. Yengeç Burçlu, Yengeç Burcu'nda doğan kimse

CANCERIGENIC : English Turkish

adj. kanserojenik; kanser üreten

CANCERISATION : English Turkish

n. kanser olma durumu; kansere dönüşme durumu (ayrıca 'cancerization')

CANCERIZATION : English Turkish

n. kanser olma durumu; kansere dönüşme durumu (ayrıca 'cancerisation')

CANCEROLOGIST : English Turkish

n. kanserolojist, onkolog, kanser araştırmalarında uzman

CANCEROLOGY : English Turkish

n. onkoloji, kansereloji, bilimsel kanser araştırmaları

CANCEROPHOBIA : English Turkish

n. kanserefobi, normaldışı takıntılı kanser veya kanser gelişimi korkusu

CANCEROUS : English Turkish

adj. kanserli, kanser gibi

CANCEROUS GROWTH : English Turkish

adj. kanser gibi kötücül gelişme, kötüye gidiş

CANCEROUSLY : English Turkish

adv. kanserli bir tarzda

CANCERPHOBIA : English Turkish

n. anormal kanser korkusu

CANCROID : English Turkish

adj. kanseroit, kansere benzer; bir yengece benzer

CAND : English Turkish

n. (madencilik) kalsiyum florür minerali (Kornvel madencilerinin kullanımı)

CANDELA : English Turkish

n. (Optik) kandela, ışık şiddeti ölçü birimi

CANDELABRA : English Turkish

n. şamdan, kollu büyük şamdan

CANDELABRUM : English Turkish

n. şamdan, kollu büyük şamdan

CANDENT : English Turkish

adj. akkor ahlinde olan, ısıtılmasından mütevellit ışık yayan

CANDESCENCE : English Turkish

n. akkor metal parıltısı

CANDESCENT : English Turkish

adj. parlak, akkor gibi kıpkırmızı parlayan

CANDIA : English Turkish

n. güney Yunanistan'da bir şehir (Herakleion); Crete; bir soyadı

CANDID : English Turkish

adj. samimi, candan, içten, açık, dürüst, saf, tarafsız; gizli çekimde kullanılan