Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CARDPHONE : English Turkish

n. (İngiltere'de) jeton yerine telefon kartı ile çalışan ödemeli telefon

CARDPLAYER : English Turkish

n. kumarbaz, kağıt oyuncusu (poker, briç, vb. gibi)

CARDROOM : English Turkish

n. insanların kağıt oynadıkları salon

CARDSHARK : English Turkish

n. yetenekli profesyonel kart oyuncusu; hilebaz, sahtekar kart oyuncusu, hile yapan kumarbaz

CARDSHARP : English Turkish

n. hilebaz, hilebaz (iskambil)

CARDSHARPER : English Turkish

n. hilebaz, hilebaz (iskambil)

CARDSTOCK : English Turkish

n. kartvizit olarak kullanılabilen çeşitli kalınlıklarda bulunabilen sert kağıt çeşiti

CARDY : English Turkish

n. cimri veya hasis insan (Yeni Zellanda'da kullanılan gayrı resmi dil); (gayrıresmi) hırka (İngiliz kullanımı)

CARE : English Turkish

n. ilgi, itina, bakım, himaye, dikkat; kaygı, aldırış, endişe, merak, tasa, üzüntü, özen; yapılması gereken şey, vecibe, borç

CARE : English Turkish

v. ilgilenmek, önem vermek, ilgi duymak, önemsemek; hevesli olmak, endişelenmek, özen göstermek, kafaya takmak, umurumda olmak, merak etmek, kendini üzmek, sevmek, hoşlanmak, beğenmek

CARE ABOUT : English Turkish

v. umursamak, önemsemek

CARE FOR : English Turkish

v. bakmak

CARE FOR : English Turkish

göz kulak olmak, ilgilenmek

CARE FOR : English Turkish

istemek, dilemek, ilgilenmek (ör: "bir fincan kahve ile ilgilenirmisiniz?" )

CARE FREE : English Turkish

endişeli olmayan, endişelerinden arınmış

CARE OF : English Turkish

eliyle (mektup)

CARE TO : English Turkish

-'u arzu etmek,
'u istemek,
gibi hissetmek

CARED ABOUT HIM : English Turkish

was fond of him, liked him

CAREEN : English Turkish

v. karina etmek, yan yatırmak (gemi), yan yatmak (gemi), sarsılmak, sendelemek

CAREENAGE : English Turkish

n. karina (gemi bakımı) edilen yer, karina edilen geminin masrafları

CAREENER : English Turkish

n. gemi bakımcısı, bot tamircisi

CAREER : English Turkish

n. kariyer, meslek hayatı, meslek, meslekte başarı kazanma, kariyer yapma, sürat, hız

CAREER : English Turkish

v. koşmak, hız yapmak, dörtnala koşmak

CAREER ARMY : English Turkish

daimi ordu, düzenli ordu

CAREER ASPIRATION : English Turkish

kariyer özlemi, profesyonel tutku, mesleki hedef