Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CERACEOUS : English Turkish

adj. muma benzer; mumlu

CERAMET : English Turkish

n. seramet, ısıya dayanıklı seramik bileşiği ve metal alaşımı malzeme

CERAMIC : English Turkish

adj. seramik, porselen, çini

CERAMIC TILES : English Turkish

sırlı kil fayansı (genellikle banyo ve mutfaklardaki duvarları kaplamak için kullanılan)

CERAMIC TILING : English Turkish

sırlı kil fayansı (genellikle banyo ve mutfaklardaki duvarları kaplamak için kullanılan)

CERAMIC WARE : English Turkish

n. seramik eşya

CERAMICIST : English Turkish

n. seramik yapan kimse, persolen veya kilden objeler meydana getiren kimse

CERAMICS : English Turkish

n. seramikçilik, seramik eşya, çömlekçilik

CERAMIST : English Turkish

n. seramikçi, çinici

CERASTES : English Turkish

n. boynuzlu yılan, boynuzlu çöl engereği, çölde yaşayan bir yılan türü

CERATE : English Turkish

n. domuz yağı ve mum içeren merhem

CERATED : English Turkish

adj. mumla kaplı

CERATOPHYLLUM : English Turkish

n. göletlerde bataklıklarda ve sakin akarsularda yetişen çiçekli bitki türü; hornworts

CERBERUS : English Turkish

n. cehennemin kapısını bekleyen üç başlı köpek [mit.]

CERCARIA : English Turkish

n. sinek kurdu/kurtçuk türü

CERCOCEBUS : English Turkish

n. makaklar (maymun türü)

CERCUS : English Turkish

n. haşerelerdeki algılayıcı organlar

CERE : English Turkish

v. paketlenmiş ve mumlanmış elbise (genellikle bir cesedin)

CEREAL : English Turkish

n. tahıl, hububat; mısır gevreği, kahvaltılık gevrek

CEREAL : English Turkish

adj. tahıl, tahıllı

CEREALS : English Turkish

n. tahıl, hububat, kahvaltılık gevrek, mısır gevreği

CEREBELLAR : English Turkish

adj. beyincikle (beynin arka alt bölümü) alakalı

CEREBELLUM : English Turkish

n. beyincik; dimağçe

CEREBRAL : English Turkish

adj. beyinsel, beyin ile ilgili, beyin

CEREBRAL CONCUSSION : English Turkish

eyin sarsıntısı, ağır bir şokun sebep olduğu beyin hasarı