Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
COLONIAL : English Turkish

adj. sömürge, koloni ile ilgili, eskiden sömürge olan eyaletlerle ilgili

COLONIAL REGIME : English Turkish

sömürge rejimi, bir bölgeye yerleşen ve sömürge kuran grup yönetim biçimi

COLONIALISM : English Turkish

n. sömürgecilik, kolonicilik

COLONIALIST : English Turkish

n. sömürgeci, sömürgecilik destekçisi, sömürge yönetimi yanlısı (sömürge kurarak meydana gelen bölgesel genişleme)

COLONIALLY : English Turkish

adv. sömürgeci bir şekilde, sömürgecilik ile (sömürge kurarak meydana gelen bölgesel genişleme)

COLONIC : English Turkish

adj. kolik, kolon ile ilgili, kalın bağırsak ile ilgili

COLONISATION : English Turkish

n. sömürge kurma, bölgeye insan yerleştirme

COLONISE : English Turkish

v. sömürge kurmak, sömürgeye yerleştirmek, sömürgeye yerleşmek

COLONISER : English Turkish

n. sömürge oluşturan ülke

COLONIST : English Turkish

n. sömürgede yaşayan kimse, sömürgeci

COLONIZATION : English Turkish

n. sömürge kurma, bölgeye insan yerleştirme

COLONIZATIONIST : English Turkish

n. sömürgeleştirme yanlısı, sömürge kurma destekçisi

COLONIZE : English Turkish

v. sömürge kurmak, sömürgeye yerleştirmek, sömürgeye yerleşmek

COLONIZER : English Turkish

n. sömürge oluşturan ülke

COLONNADE : English Turkish

n. sütun dizisi; kemeraltı

COLONNADED : English Turkish

adj. sıra sütunlu, bir çatıyı destekleyen kolonlar dizisine ait veya ile ilgili; ağaçlar dizisi ile sıralanmış

COLONOSCOPE : English Turkish

n. kolonoskop, endospok çeşidi, görsel muayene gerçekleştirmek için kolona yerleştirilen uzun eğilebilir alet (Tıp)

COLONOSCOPY : English Turkish

n. kolonoskopi, kolonoskop kullanarak kolonu muayenesi (vücuda yerleştirilerek doktorların kolonun iç kısmını görmelerine izin veren eğilebilir boru)

COLONY : English Turkish

n. sömürge, koloni, sömürgede halkı, topluluk

COLOPHON : English Turkish

n. kitap baskı özelliklerini açıklayan yazı, yayınevi amblemi

COLOPHONY : English Turkish

n. kolofan, çamsakızı reçinesi

COLOPROCTITIS : English Turkish

n. coloproctitis , proctocolitis, rektum ve kolon iltihabı (Tıp)

COLOR : English Turkish

n. renk, boya; bet beniz; yüz rengi, ten rengi, ton; canlılık, gerçek yüz, içyüzü, dış görünüş, forma; maske, nüans

COLOR : English Turkish

v. boyamak, renk vermek, renklendirmek, renk katmak; çarpıtmak, saptırmak, abartmak, kızarmak

COLOR BAR : English Turkish

ırk ayrımı, ayrım