Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
COLLEGIALLY : English Turkish

adv. eşit oranda sorumluluğa sahip olarak, işbirliği yaparak, bir kimsenin meslektaşları ile birlikte çalışarak

COLLEGIAN : English Turkish

n. üniversiteli, üniversite mezunu, kolejli

COLLEGIATE : English Turkish

adj. üniversitelilere özgü, kolejlilere özgü, bağlı yüksekokulları olan üniversite, üniversite ile ilgili

COLLEGIATE CHURCH : English Turkish

n. ortak papazlık yönetimindeki kilise, anglikan kilisesi, katolik kilisesi

COLLEGIATE DICTIONARY : English Turkish

n. üniversite sözlüğü, masa sözlüğü, elinde veya masada tutulacak kadar küçük olan tek ciltten oluşan kısaltılmış sözlük

COLLEGIUM : English Turkish

n. birlik, yönetim komitesi, işbirliği; ortak amaçları olan saygı ve karşılıklı güvenle çalışan insanlar grubu

COLLES : English Turkish

n. bir soyadı; Abraham Colles (
1843), İrlandalı bir cerrah

COLLES : English Turkish

n. tepeler, (Uzay terimleri) küçük tepeler, tepecikler, gezegenler üzerinde yuvarlatılmış k şekilli dağlar

COLLES FRACTURE : English Turkish

n. Colles kırığı (Tıp) tipik bilek kırığı, bileğin hemen üstündeki döner kemikte radyal kırık

COLLET : English Turkish

n. halka, bilezik, yüksük, tasma; mücevherin oturtulduğu yuva

COLLIDE : English Turkish

v. çarpmak, çarpışmak, çatışmak; zıt düşmek, ters düşmek

COLLIDE WITH : English Turkish

v. çarpışmak,
e çarpmak,
e vurmak (örneğin, “O ağaca çarptı”)

COLLIE : English Turkish

n. lessie tipi köpek, işkoç çoban köpeği

COLLIER : English Turkish

n. madenci, kömür ocağı işçisi, kömür gemisi, kömür gemisi işçisi

COLLIERY : English Turkish

n. kömür ocağı

COLLIGATE : English Turkish

v. bağlamak, birleştirmek

COLLIMATE : English Turkish

v. paralelleştirmek, ayarlamak, hizalamak

COLLIMATION : English Turkish

n. kolimasyon, ayarlama; paralellik

COLLIMATOR : English Turkish

n. kolimatör, diğer araçları ayarlamak için kullanılan teleskop

COLLINEAR : English Turkish

adj. kolineer, aynı doğru üzerinde olan

COLLINS : English Turkish

n. bir soyadı

COLLISION : English Turkish

n. çarpışma, toslama, çatışma, fikir ayrılığı

COLLISION ANGLE : English Turkish

çarpışma açısı, bir cismin başka bir cisimle çarpıştığı açı

COLLISIONAL : English Turkish

adj. çarpışma ile ilgili, kaza ile ilgili, çatışma ile ilgili

COLLOCATE : English Turkish

v. düzenlemek, sıralamak, yan yana koymak