Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

CONVICTION : English Turkish

n. suçlu bulma, mahkumiyet; inanç, inanma, görüş; haklı olma, kanaat

CONVINCE : English Turkish

v. ikna etmek, inandırmak

CONVINCE SMB. OF SMTH : English Turkish

v. ikna etmek

CONVINCED : English Turkish

adj. ikna olmuş, inanmış

CONVINCED THAT HE IS RIGHT : English Turkish

onun haklı olduğuna inandı, onun hatasız olduğuna oldukça emin, kendi adalet duygusu ile ikna oldu

CONVINCER : English Turkish

n. ikna eden kimse, inandıran kimse, razı eden kimse

CONVINCIBLE : English Turkish

adj. ikna edilebilir, inandırılabilir, razı edilebilir

CONVINCING : English Turkish

adj. tatmin edici, inandırıcı, ikna edici

CONVINCING : English Turkish

n. ikna

CONVINCING PROOF : English Turkish

n. ikna edici delil, kanıt

CONVINCINGLY : English Turkish

adv. inandırarak, ikna edici bir şekilde, inandırıcı bir şekilde

CONVINCINGNESS : English Turkish

n. ikna edicilik, inandırıcılık, başkalarının inanmalarına neden olma durumu

CONVIVE : English Turkish

n. convive, yeme veya içme arkadaşı (Fransızcadan gelen)

CONVIVIAL : English Turkish

adj. ziyafetle ilgili, şenlik, ziyafet meraklısı, şen

CONVIVIALITY : English Turkish

n. şenlik, eğlence, şamata, keyif

CONVIVIALLY : English Turkish

adv. muhabbetli bir şekilde, dostça, sokulgan bir şekilde; mutlu bir şekilde, neşeli bir şekilde

CONVOCATION : English Turkish

n. çağrı, davet; toplantı, meclis

CONVOCATION OF PARLIAMENT : English Turkish

parlamento çağrısı, parlamentoyu toplama

CONVOCATOR : English Turkish

n. toplantıya çağıran kimse, toplantıya davet eden kişi, buluşmaya davet eden kimse; toplantıda iştirak eden kimse

CONVOKE : English Turkish

v. resmi çağrı yapmak, davet etmek

CONVOLUTE : English Turkish

adj. sarılmış, dürülmüş, sarmal

CONVOLUTED : English Turkish

adj. sarılı, kıvrık, sarmal

CONVOLUTELY : English Turkish

adv. sarmal olarak, kıvrılmış bir biçimde, çapraşık ve karmakarışık bir şekilde

CONVOLUTION : English Turkish

n. sarılma, dürülme, kıvrım

CONVOLVE : English Turkish

v. birbirine sarmak, dolamak; yuvarlamak, birlikte kıvırmak