English Turkish
COMPÈRE : English Turkish
v. sunuculuk yapmak, sunucu olarak hareket etmek
COMRADE : English Turkish
n. arkadaş, dost, yoldaş
COMRADE IN ARMS : English Turkish
silâh arkadaşı
COMRADELY : English Turkish
adj. dostça, arkadaşça
COMRADESHIP : English Turkish
n. arkadaşlık
COMRADESHIP OF SERVICEMEN : English Turkish
asker arkadaşlığı, orduda birlikte hizmet eden iki erkek arasındaki arkadaşlık
COMSAT : English Turkish
haberleşme uydusu
COMTE : English Turkish
n. bir soyadı; Auguste Comte (
1857), Fransız bir filozof, pozitivizmin kurucusu
COMTE : English Turkish
n. comte, (Fransızca) kont, kont ünvanına eşit olan soyluluk ünvanı (markinin altında ve vikonttan daha yüksek olarak sıralanan)
COMUS : English Turkish
n. (Yunan Mitolojisi) Komus, antik bir içki mutluluk ve şenlik Tanrısı
CON : English Turkish
n. aleyhte oy, karşı tartışma, aleyhteki nokta, hilekâr; dubaracı; mahkum, suçlu
CON : English Turkish
v. dikkatle okumak, incelemek, dolandırmak, kandırmak, yutturmak, dümen kullanmak, gemi idare etmek
CON : English Turkish
adv. aleyhte, karşı
CONVERTIBLE : English Turkish
adj. değiştirilebilir, çevirilebilir, konvertibl, üstü açılabilir
CONVERTIBLE BOND : English Turkish
konvertibl tahvil, sahibi tarafından hisse senetlerine dönüştürülebilen ödeme sendi
CONVERTIBLE CURRENCY : English Turkish
serbest döviz, başka ülke para birimi karşılığında değiştirilebilen para birimi
CONVERTIBLE MONEY : English Turkish
konvertibl para, döviz veya kıymetli metaller karşılığında değiştirilebilen para
CONVERTING : English Turkish
n. çevirme, değiştirme, karşılıklı alp verme, dönüştürme; farklı bir dini resmi olarak kabul etme
CONVERTING TO CHRISTIANITY : English Turkish
Hristiyanlığı kabul etme, resmi olarak Hristiyanlık dinini kabul etme
CONVERTIPLANE : English Turkish
n. dönebilir kanatlı uçak, helikopter gibi dik olarak havalanabilen ve inebilen uçak
CONVERTOR : English Turkish
n. çevirici, alternatif akımları doğru akımlara dönüştüren cihaz (Elektrik); başkalarının dinlerini değiştirmelerine sebep olan kimse (dini, siyasi, vs.)
CONVEX : English Turkish
adj. dışbükey, yakınsak, konveks
CONVEX LENS : English Turkish
tümsek mercek, yuvarlatılmış mercek, ışık ışınlarını birleştiren mercek
CONVEXITY : English Turkish
n. dışbükeylik
CONVEXLY : English Turkish
adv. konveks olarak, dışbükey bir biçimde, dışa doğru eğilen bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani