Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
COME A PURLER : English Turkish

kötü düşmek, tepetaklak düşmek

COME ABOUT : English Turkish

meydana gelmek, doğmak, çıkmak, olmak

COME ACROSS : English Turkish

v. karşılaşmak, rastlamak, rastgelmek, izlenim bırakmak, istenileni yapmak

COME ACROSS AS : English Turkish

v. gibi gelmek, gibi görünmek; belirli bir izlenim bırakmak; bir kişiyi diğerlerinin görebildiği biçim

COME ACROSS WITH : English Turkish

vermek, ödemek

COME AFTER : English Turkish

takip etmek, arkasından gelmek, almaya gelmek

COME AGAIN : English Turkish

yeniden gelin, ikinci defa geri gelme; yine beleriz, başka zaman da gelin

COME AGAIN : English Turkish

interj. ne dedin, bir kimsenin daha önce söylediği bir şeyi tekrarlamasını rica etmek için kullanılan ifade

COME ALIVE : English Turkish

canlanmak, canlı olmak, yaşamaya başlamak; uyanmak, uyumaya son vermek (resmi olmayan)

COME ALONG : English Turkish

irlikte gelmek, eşlik etmek, acele etmek, iyileşmek, düzelmek, ortaya çıkmak, görünmek

COME AND GO : English Turkish

arrive and leave, enter and exit

COME APART : English Turkish

dağılmak, parçalanmak

COME AROUND : English Turkish

gelip gitmek, hastalıktan iyileşmek, yeniden sağlığına kavuşmak

COME AT : English Turkish

varmak, ulaşmak, uğraşmak, üstüne gelmek, üstüne yürümek, saldırmak

COME AT ABLE : English Turkish

ulaşılabilir, erişilebilir

COME AT FOUR : English Turkish

dörtte gel, saat 4’tte ulaş

COME AT THE EXPENSE OF : English Turkish

-nın pahasına olmak,
nin zararına neden olarak gelmek

COME AWAY : English Turkish

v. yerinden çıkmak, sökülmek, ayrılıp gelmek

COME BACK : English Turkish

geri gelmek, dönmek, eski haline dönmek, aklına gelmek, karşılık vermek

COME BEFORE : English Turkish

önce gelmek, önünde gitmek,
nin önceli olmak

COMPUTER GRAPHICS WORLD : English Turkish

Bilgisayar Grafik Dünyası, bilgisayar grafikleri video ve animasyon konularını kapsayan aylık bir Amerikan dergisi

COMPUTER INPUT : English Turkish

ilgisayar girişi, bir bilgisayarın içine beslenmiş olan bilgi ve veri

COMPUTER INSTRUCTOR : English Turkish

ilgisayar eğitmeni, diğerlerine bilgisayar öğreten kimse (örneğin, programlama, temel işlem, ya da donanım ve yazılım bakımı)

COMPUTER JARGON : English Turkish

n. bilgisayar argosu, Jargon Dosyası, bilgisayar korsanları tarafından kullanılan bilgisayar terimleri sözlüğü

COMPUTER LANGUAGE : English Turkish

ilgisayar dili