English Turkish
DECLARATION OF BANKRUPTCY : English Turkish
iflas ilanı
DECLARATION OF CAPITAL : English Turkish
sermaye beyanı, bir vatandaşın gelirinin ve mülkiyetinin madde madde sıralandığı gelir vergisi makamlarına verdiği beyanname
DECLARATION OF INDEPENDENCE : English Turkish
n. Bağımsızlık Bildirgesi, 1776 yılında yazılan ve Amerikan kolonilerinin İngiltere'den bağımsızlığını ilan eden belge
DECLARATION OF INDEPENDENCE : English Turkish
n. bağımsızlık bildirgesi, özerklik ilanı, bir halkın veya ülkenin siyasi bağımsızlığı açıklaması
DECLARATION OF INTENT : English Turkish
niyet bildirisi, bir kimsenin amaçlarının veya planlarının bildirisi
DECLARATION OF PRINCIPLES : English Turkish
n. İlkeler Bildirgesi, Batı Şeria ve Gazze'de Filistin özerkliği kurma deklarasyonu (Eylül 1993'te Beyaz Saray'da imzalandı)
DECLARATION OF PRINCIPLES : English Turkish
n. ilkelerin bildirilmesi, resmi niyet bildirisi, inançlar açıklaması, doktrinler açıklaması
DECLARATION OF THE RIGHTS OF MAN : English Turkish
İnsan Hakları Deklarasyonu, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nden sonra düzenlenmiş olan ve Fransa vatandaşlarının vazgeçilemez haklarını sıralayan Fransız belgesi (1789 yılında Emmanuel Sieyes tarafından yazıldı)
DECLARATION OF TRUST : English Turkish
emanet beyannamesi, mülkiyetin mütevelliye bırakıldığına dair anlaşma
DECLARATION OF WAR : English Turkish
savaş ilanı
DECLARATION SENTENCE : English Turkish
ildirim cümlesi, sert açıklama bildiren cümle; resmi dava dilekçesi (Hukuk)
DECLARATIVE : English Turkish
adj. beyan eden, bildiren
DECLARATIVE LANGUAGE : English Turkish
ildirim dili, bildirim cümlelerine yönelik olan programlama dili (mevcut programın parçası DEĞİL ve derleyiciye yönelik olan bildiriler – DDL gibi)
DECLARATIVE SENTENCE : English Turkish
ildirme tümcesi, bir şeyi belirten veya açıklayan ilan eden cümle
DECLARATIVELY : English Turkish
adv. açıklayarak, beyan şeklinde; onaylayarak
DECLARATOR : English Turkish
n. açıklayan kimse, ilan eden kimse, bildiren kimse; onaylayan kimse
DECLARATORY : English Turkish
adj. ifade eden, açıklayan
DECLARATORY JUDGEMENT : English Turkish
tespit kararı, bir anlaşmazlıkta bir tarafın yasal haklarını bildiren hüküm
DECLARATORY ORDER : English Turkish
tespit sırası, hukuk mahkemesinde bir tarafın hakları ile ilgili kural
DECLARATORY REMEDY : English Turkish
tespit kararı, hukuk mahkemesinde bir tarafın hakları ile ilgili kural
DECLARE : English Turkish
v. açıklamak, beyan etmek, ifade vermek, ilan etmek, bildirmek; fikrini belirtmek, deklârasyon yapmak; afişe etmek
DECLARE A MISTRIAL : English Turkish
görevsizlik kararı vermek, tarafların hatası veya kötü davranışları nedeniyle duruşmaya son vermek
DECLARE A STATE OF EMERGENCY : English Turkish
acil durum ilan etmek, resmi olarak yakın tehlike durumu ilan etmek
DECLARE IN : English Turkish
v. aday olduğunu duyurmak, kendini aday olarak ilan etmek
DECLARE OFF : English Turkish
eddetmek, iptal etmek, bozmak, vazgeçmek, geri almak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani