English Turkish
DECLARE ONESELF : English Turkish
iddia etmek, savunmak
DECLARE ONESELF A BANKRUPT : English Turkish
v. iflasını istemek
DECLARE ONESELF AS A PARTY : English Turkish
kendini taraf olarak ilan etmek, bir kimsenin siyasi parti kurma niyetini bildirmesi
DECLARE ONESELF FOR SMTH : English Turkish
v. lehinde olmak, açıkça belirtmek
DECLARE PATERNITY : English Turkish
v. babası olduğunu açıklamak
DECLARE THE POLL : English Turkish
v. seçim sonucunu duyurmak
DECLARE WAR : English Turkish
savaş ilan etmek, başka bir ülkeyle resmi olarak savaş durumu ilan etmek
DECLARE WAR AGAINST : English Turkish
v. savaş açmak
DECLARE WAR ON : English Turkish
ile savaş ilan etmek, resmi olarak – ile savaş durumu ilan etmek
DECLARED : English Turkish
adj. deklare, kesin; aleni, açık
DECLARED A DIVIDEND : English Turkish
temettü beyan etti, bir şirketin hissedarlarına temettü ihraç edeceğine dair yapığı açıklama
DECLARED GUILTY : English Turkish
suçlu ilan edildi, suçlu olduğu duyuruldu, suçlu bulundu, bir suçtan sorumlu tutuldu
DECLARED HIS INNOCENCE : English Turkish
suçsuzluğunu ilan etti, suçsuz olduğunu söyledi
DECLARED INNOCENT : English Turkish
suçsuz bulundu, suçtan aklandı, masum bulundu, bir suçtan sorumlu tutulmadı
DECLARED THE MEETING CLOSED : English Turkish
toplantıyı kapattı, toplantıya son verdi
DECLARED UNDER OATH : English Turkish
yeminli beyan eti, yemin altında bildirdi, ifade verdi, yemin ettirdi
DECLARED WAR ON : English Turkish
- e savaş ilan etti,
e karşı savaş ilan etti
DECLAREDLY : English Turkish
adv. kesinlikle, açıkça, kendi itirafı ile
DECLARER : English Turkish
n. beyan eden kimse, ilan eden; oyunu oynayan (briç)
DECLASSE : English Turkish
adj. çevresinden düşmüş (sosyal)
DECLASSED : English Turkish
adj. konumundan düşmüş, daha düşük statüde olan; rütbe veya sosyal sınıfta daha alt kademeye gelmiş
DECLASSIFICATION : English Turkish
n. gizliliğini kaldırma, halka erişilir yapma, gizli belgelerin veya kayıtların sınıflandırılmasını kaldırma
DECLASSIFY : English Turkish
v. açıklamak, gizliliğini kaldırmak
DECLAW : English Turkish
v. pençesini sökmek, hayvanların ayaklarından pençelerini çıkarmak (özellikle kedilerin); yetki veya otorite sahibi insanı soymak (Argo)
DECLENSION : English Turkish
n. çekim; gerileme, bozulma; sapma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani