English Turkish
AGOUTI : English Turkish
n. aguti, Kobay familyasına ait olan tavşan benzeri kemirgen türü (tropikal Amerika’ya özgü olan); agutinin ender rastlanan açık ve koyu çizgili tüyleri; kahverengi ve beyaz çizgili tüyleri olan herhangi bir hayvan; genetikte belirli memelilerin tüylerinin doğal yaban rengini belirtmek için kullanılan terim
AGOUTY : English Turkish
n. aguti, Kobay familyasına ait olan tavşan benzeri kemirgen türü (tropikal Amerika’ya özgü olan)
AGP : English Turkish
"Accelerated Graphic Port (Hızlandırılmış Grafik Portu)"; üç boyutlu grafiklerin gelişmiş gösterimine yüksek hızda olanak sağlayan arayüz (Bilgisayar)
AGRAFE : English Turkish
n. agraf, çengel, kopça (giyimde olduğu gibi); bir kavisin kemer taşının üzerinde bulunan süsleyici kabartma (Mimarlık)
AGRAFFE : English Turkish
n. agraf, çengel, kopça (giyimde olduğu gibi); bir kavisin kemer taşının üzerinde bulunan süsleyici kabartma (Mimarlık)
AGRAMMATISM : English Turkish
n. dilbilgisi yitimi, beyin hasarı nedeniyle dilbilgisi kurallarına uygun cümleler kurabilme yeteneğinin kaybı
AGRANAT COMMITTEE : English Turkish
Agranat komitesi; Yom Kippur Savaşı’nın patlak vermesinin arka planını araştırmış olan komite
AGRANULOCYTOSIS : English Turkish
n. agranülositoz, yüksek ateş ve düşük sayıda akyuvarlar ile tanımlanan hastalık (Tıp)
AGRAPHIA : English Turkish
n. agrafi, beyin hasarı nedeniyle yazamama
AGRAPHIC : English Turkish
adj. yazı yazamayan, agrafi hastalığı olan (beyin hasarı nedeniyle yazamama)
AGRARIAN : English Turkish
adj. kırsal, tarımsal, zirai, ziraat, tarım, çiftçilere yardım amaçlı
AGRARIAN : English Turkish
n. tarımsal reform hareketi yanlısı, çiftçilere toprak dağıtma taraftarı
AGRARIAN REFORM : English Turkish
tarım reformu, arazi mülkiyeti düzenlemesinde köklü değişiklik, toprak reformunda sosyal veya siyasi değişiklik
AGRARIAN UNREST : English Turkish
n. tarımsal huzursuzluk
AGRARIANISM : English Turkish
n. tarımda reform hareketi
AGREE : English Turkish
v. aynı fikirde olmak, hemfikir olmak, birleşmek, kabul etmek, razı olmak, anlaşmak, kararlaştırmak, uyuşmak, uymak, yaramak, bağdaşmak
AGREE TO DIFFER : English Turkish
ayrı şeyler düşünebilmek, aynı fikirde olmamaya razı olmak, karşıt görüşte olmaya razı olmak
AGREE TOGETHER : English Turkish
irlikte razı olmak, birlikte kabul etmek
AGREE WITH : English Turkish
aynı görüşte olmak, aynı fikirde olmak, hemfikir olmak, yaramak, iyi gelmek
AGREEABILITY : English Turkish
n. iyi huyluluk, tatlılık, şenlik, dostluk; uygunluk
AGREEABLE : English Turkish
adj. kabul edilir, münasip, hoş, iyi, makbul, tatlı, uygun, razı, hazır, uysal
AGREEABLENESS : English Turkish
n. tatlılık, hoşluk
AGREEABLY : English Turkish
adv. tatlılıkla, hoş bir şekilde, kabul ederek, razı olarak, uygunca, uygun bir şekilde
AGREED : English Turkish
interj. anlaştık, kabul, tamam, oldu, olur
AGREED : English Turkish
adj. kararlaştırılmış, anlaşmaya varılmış, birlikte alınmış, aynı fikirde olan, hemfikir, ortak (karar)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani