English Turkish
AGNUS DEI : English Turkish
İsa amblemi olarak kullanılan kuzu şekli
AGO : English Turkish
adv. önce, evvel
AGO : English Turkish
adj. önce, evvel
AGOG : English Turkish
adj. heyecanlı; istekli, arzulu, sabırsız, can atan
AGOG : English Turkish
adv. heyecanla, sabırsızlıkla, can atarak
AGOING : English Turkish
adv. giden, gitme halinde; hareket halinde; gitmeye hazır; gitmek üzere
AGONAL : English Turkish
adj. agonal, tam ölümden önceki zamana ilişkin
AGONIC : English Turkish
adj. köşesiz
AGONIC LINE : English Turkish
agonik çizgi
AGONISE : English Turkish
v. acı vermek, acı çekmek, ıstırap çekmek, işkence çekmek, acı vermeye neden olmak (ayrıca agonize)
AGONISED : English Turkish
adj. acılı, acı çektiğini belli eden; ıstırap ile tanımlanan; acı ve kaygıyla nitelendirilen; aşırı derecede üzücü; üzüntülü (ayrıca agonized)
AGONISING : English Turkish
adj. acı veren, acı verici, eziyet eden; çok ağrılı; zorluğa neden olan (ayrıca agonizing)
AGONIST : English Turkish
n. agonist, hareketi ilişkili başka bir kas tarafından dengelenen kas (Anatomi); ödül için yarışan yarışmacı (eski Yunanistan’da olduğu gibi)
AGONISTIC : English Turkish
adj. kavgacı, yorucu; hırçın
AGONISTICAL : English Turkish
adj. kavgacı, tartışmacı; yorucu
AGONIZE : English Turkish
v. acı çektirmek, eziyet etmek, işkence etmek, kıvrandırmak, işkence görmek, can çekişmek, kıvranmak, uğraşmak, mücâdele etmek
AGONIZED : English Turkish
adj. acılı, acı çektiğini belli eden; ıstırap ile tanımlanan; acı ve kaygıyla nitelendirilen; aşırı derecede üzücü; üzüntülü (ayrıca agonised)
AGONIZING : English Turkish
adj. acı veren, cefalı, işkenceli
AGONIZINGLY : English Turkish
adv. işkence eder bir şekilde, eziyet eder bir şekilde
AGONY : English Turkish
n. can çekişme, acı çekme, kıvranma, ızdırap, agoni; İsa'nın son ıstırapları
AGONY AUNT : English Turkish
n. güzin abla, (İngiltere İngilizcesi) düzenli olarak tavsiye verme özelliği olan köşe yazarı (gazetede, dergide, vs.)
AGONY COLUMN : English Turkish
kişisel ilân sütunu (kayıp vb.)
AGORA : English Turkish
n. meydan, açık alan, pazar yeri
AGORAPHOBIA : English Turkish
n. agorafobi, alan korkusu
AGORAPHOBIC : English Turkish
adj. agorafobik, büyük açık alanlardan anormal olarak korkan (Psikiyatri)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani