Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AGGRY : English Turkish

n. aggry, batı Afrika’ya özgü rengârenk cam boncuk türü

AGHA : English Turkish

n. ağa

AGHAST : English Turkish

adj. çok korkmuş, ödü patlamış (Argo), donakalmış

AGILE : English Turkish

adj. çevik, atik, kıvrak; becerikli

AGILE APPLET : English Turkish

ir ağdaki hizmetler için mobil araç olarak hizmet veren küçük otonom Java uygulama programı (kendini gönderme ve ağ üzerindeki diğer bağcıklarla etkileşimde bulunabilen)

AGILE MOVEMENT : English Turkish

n. atik hareket, çevik hareket, zarif hareket

AGILELY : English Turkish

adv. çevikçe, hızla, çabucak; zarafetle, kolayca; tetikte olarak, akıllıca

AGILENESS : English Turkish

n. atiklik, çabukluk; zarafet, çeviklik; uyanıklık

AGILITY : English Turkish

n. çeviklik, atiklik, kıvraklık; beceriklilik

AGIN : English Turkish

adv. ters, karşı, zıt konumda olan

AGIN : English Turkish

prep. ters, karşı, aleyhinde; karşısında; gözdağı veren

AGING : English Turkish

adj. yaşlanan, ihtiyarlayan, kocayan

AGING : English Turkish

n. yaşlanma, ihtiyarlama, eskime

AGING EAR : English Turkish

n. yaşlanan kulak, yaşlanmanın neden olduğu özellikle tiz sesler aging of receivables|/aging$93700$ /of$54682$ /receivables$67357$ $WI_FREQUENCY:3 alacakların yaşlandırılması, bir işletme tarafından alınan para kaynaklarının kronolojik sınıflandırılması

AGING OF WINE : English Turkish

şarabın yaşlanması, tadını iyileştirmek için şarabın depolanması

AGING PROCESS : English Turkish

ihtiyarlama süreci, yaşlanma süreci, yıpranma süreci

AGINNER : English Turkish

n. değişime karşı çıkan, aşırı derecede değişime karşı çıkan kimse (önerilen kanunlar, plan, vs. gibi)

AGIO : English Turkish

n. acyo, para farkı

AGIOTAGE : English Turkish

n. acyotaj, borsa oyunu

AGIST : English Turkish

v. mera olarak ücret karşılığı kullandırmak, ücret karşılığı canlı hayvan barındırmak ve beslemek (Artık kullanılmayan)

AGISTER : English Turkish

n. mera olarak ücret karşılığı kullanan, çoban, ücret karşılığı hayvanları besleyen veya otlatan (Artık kullanılmayan)

AGISTMENT : English Turkish

n. mera kiralama, (Artık kullanılmayan) ücret karşılığı hayvan otlatma; otlatma ücreti; hayvan besleme ve otlatma için yapılan resmi anlaşma

AGISTOR : English Turkish

n. arazisini otlağa veren, canlı hayvana bakan kimse (Artık kullanılmayan)

AGITA : English Turkish

n. hazımsızlık, (İtalyan-Amerikan argosu) dispepsi, mide fesadı, mide ekşimesi; ajitasyon, endişe

AGITABLE : English Turkish

adj. telaşlı olan, heyecanlı olabilen, huzursuz eden, duygusal olarak canlandırıla bilinen