English Turkish
DESERVED : English Turkish
adj. hak etti, kazandı, hakkıyla kazandı
DESERVEDLY : English Turkish
adv. haklı olarak, lâyıkıyla
DESERVES IT : English Turkish
onu hak ediyor, ona değer, ona hakkı var
DESERVES TO DIE : English Turkish
ölmeyi hak ediyor, ölümü hak ediyor, yaptığı bir şeyden dolayı ölümü hak ediyor
DESERVING : English Turkish
adj. ödüle lâyık, değerli, layık
DESERVING : English Turkish
n. ödüle lâyık kişi, değerli şey
DESERVING OF HEAVEN : English Turkish
adj. cennetlik
DESERVINGLY : English Turkish
adv. hak ederek, hakkıyla kazanarak, hakkıyla, değerek
DESERVINGNESS : English Turkish
n. hak etme, hakkıyla kazanma durumu, hakkıyla olma durumu, değme durumu, değer olma durumu
DESEX : English Turkish
v. hadım etmek, kısırlaştırmak, cinsiyetini veya cinsel cazibesini yok etmek, cinsel öğelerini ortadan kaldırmak
DESEXUALISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) hadım etmek, kısırlaştırmak, cinsiyetini veya cinsel cazibesini yok etmek, cinsel öğelerini ortadan kaldırmak (desexualize olarak da yazılır)
DESEXUALIZATION : English Turkish
n. hadım etme, kısırlaştırma, cinsiyetini veya cinsel cazibesini yok etme, cinsel öğelerini ortadan kaldırma
DESEXUALIZE : English Turkish
v. (Amerikan İngilizcesi) hadım etmek, kısırlaştırmak, cinsiyetini veya cinsel cazibesini yok etmek, cinsel öğelerini ortadan kaldırmak (desexualise olarak da yazılır)
DESHABILLE : English Turkish
n. ev kıyafetiyle dolaşma, ev elbisesi, sabahlık
DESI ARNAZ : English Turkish
n. Desi Arnaz (
1986, Desiderio Alberto Arnaz y de Acha III olarak doğan) Amerika Birleşik Devletleri komedi aktörü ve televizyon yapımcısı,Lucille Ball'un eşi (o ve Lucille Ball Desi Arnaz, Jr. ve Lucie Arnaz aktörlerin babası ve annesiydiler)
DESICCANT : English Turkish
n. kurutucu, kurutan, kurumayı kolaylaştıran, rutubeti emen madde
DESICCANT : English Turkish
adj. kurutucu, kurutan, kurumayı kolaylaştıran, rutubeti emen madde
DESICCATE : English Turkish
v. kurutmak, kurumak
DESICCATED : English Turkish
adj. kurutulmuş
DESICCATED FRUIT : English Turkish
n. kurutulmuş meyve, kuru meyve, meyve kurusu
DESICCATED MILK : English Turkish
süttozu
DESICCATION : English Turkish
n. kurutma, kuruma
DESICCATIVE : English Turkish
adj. kurutucu
DESICCATOR : English Turkish
n. kurutma cihazı, kurutucu
DESICCATORY : English Turkish
adj. kurutan, kurulaştıran, kurulaştırmaya meyilli, kurumaya veya kurutmaya eğilimli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani