Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DESK-TOP : English Turkish

masaüstü, masa üstünde kullanılan bilgisayar, masaüstü bilgisayarı

DESK-TOP COMPUTER : English Turkish

masaüstü, masa üstünde kullanılan bilgisayar, masaüstü bilgisayarı

DESKBOUND : English Turkish

adj. bir masa üzerinden çalışma

DESKILL : English Turkish

v. bir işi vasıflı bir seviyeden yarı vasıflı veya vasıfsız bir seviyeye düşürmek; vasfını ortadan kaldırmak

DESKJET : English Turkish

n. mürekkep püskürtmeli bilgisayar yazıcısı

DESKTOP : English Turkish

adj. masaüstü, masaüstü bilgisayarı, boyutları bir masa üzerinde kullanım için uygun olan (Bilgisayar)

DESKTOP : English Turkish

n. masaüstü, tüm uygulama pencerelerinin açıldığı ekran alanı (Bilgisayar)

DESKTOP COMPUTER : English Turkish

masaüstü bilgisayar, bağımsız bir birim olarak hareket çalışan mikro-bilgisayar

DESKTOP MANAGEMENT INTERFACE : English Turkish

Masüstü Yönetim Arabirimi, kişisel bilgisayarda değişik donanım ve yazılım sistemlerinin yönetimini sağlayan uniform standart (ağ bağlantıları içeren), DMI

DESKTOP POWER MANAGEMENT SYSTEM : English Turkish

Masaüstü Güç Yönetim Sistemi, bir bilgisayarın elektrik tüketimini düzenleyen sistem, DPMS

DESKTOP PRESENTATION : English Turkish

masaüstü sunumu, bir bilgisayarda oluşturulan slaytlar ve sunumları

DESKTOP PUBLISHING : English Turkish

masaüstü yayın, baskı amacıyla metin ve resimlerden oluşan (güçlü bir Word işlemcisi ve son teknoloji yazıcılar içeren donanımların yardımıyla)

DESKVOICE : English Turkish

n. Deskvoice, IBM uyumlu bilgisayarlar için ses/faks modemleri (Actiontec Electronics, A.Ş.tarafından üretilen)

DESMAN : English Turkish

n. desman

DESMITIS : English Turkish

n. bağ doku yangısı (Tıp)

DESMO : English Turkish

pref. bağ

DESMOID : English Turkish

n. desmoit, bağ dokuya benzer şekil (Anatomi)

DESMOID : English Turkish

adj. desmoit, bağ dokuya benzer şekil (Anatomi)

DESMOLASE : English Turkish

n. dezmolaz, karbonu parçalayan bir enzim türü

DESMOND : English Turkish

n. Desmond, erkek ismi

DESMOND TUTU : English Turkish

n. Desmond Tutu, (1931 doğumlu) 1984 yılında Nobel Barış Ödülünü kazanan, Güney Afrika'da başpiskopos ve siyah lider

DESOLATE : English Turkish

v. terketmek, kimsesiz bırakmak; üzmek, perişan etmek

DESOLATE : English Turkish

adj. ıssız, tenha, terkedilmiş; kimsesiz; perişan, harap

DESOLATELY : English Turkish

adv. terk edilmiş bir şekilde; harap bir şekilde, sefil bir şekilde

DESOLATENESS : English Turkish

n. terk edilmişlik, boşluk, ıssızlık, tenhalık, yalnızlık; verimsizlik, çoraklık; bunalım, umutsuzluk, depresyon, melankoli, ümitsizlik