English Turkish
DILIGENCE : English Turkish
n. çaba, çalışkanlık, hamaratlık; önlem; atlı posta arabası
DILIGENT : English Turkish
adj. çalışkan, gayretli, hamarat, işine düşkün
DILIGENT STUDENT : English Turkish
çalışkan öğrenci, hamarat öğrenci, çok çalışan öğrenci, özenli öğrenci
DILIGENTLY : English Turkish
adv. çalışkan bir şekilde, hamarat bir şekilde, çok çalışkanca, özenlice
DILL : English Turkish
n. dereotu
DILLARD'S : English Turkish
n. Dillard's, Arkansas merkezli Amerikan şirketi, ABD'de lüks alışveriş merkezi zincirinin işletmecisi
DILLER : English Turkish
n. Diller, soyadı; Nebraska eyaletinde bir yerleşim yeri (ABD)
DILLY : English Turkish
n. (Argo) türü açısından özel olan şey, kayda değer şey; kayda değer kimse, dikkate değer kimse, hatırı sayılır kimse
DILLY DALLY : English Turkish
v. vakit öldürmek, oyalanmak, sallanmak, işi ağırdan almak
DILLYBAG : English Turkish
n. (Avustralya) çim ve liflerden yapılan Yerli örme çanta veya sepeti
DILLYDALLY : English Turkish
v. (Argo) oyalanmak, vakit öldürmek, zaman geçirmek, ayak sürümek, ertelemek, geciktirmek, başka bir zamana bırakmak, ağır davranmak, sallanmak
DILORICATE : English Turkish
v. (Eski Kullanım) dikilmiş bir parça bezi sökmek
DILUENT : English Turkish
n. sulandırıcı madde
DILUENT : English Turkish
adj. seyreltici, sulandırıcı
DILUTE : English Turkish
v. seyreltmek; sulandırmak; açmak (renk); cansızlaştırmak; etkisini azaltmak
DILUTE : English Turkish
adj. seyreltik; sulandırılmış; etkisi azalmış
DILUTE LABOR : English Turkish
v. deneyimli işçilerin arasına niteliksizleri katmak
DILUTED : English Turkish
adj. seyreltik, sulandırılmış, etkisi azalmış
DILUTEE : English Turkish
n. niteliksiz işçi, deneyimsiz işçi
DILUTION : English Turkish
n. seyreltme, seyrelti; sulandırma; eriyik; cansızlaştırma
DILUTION OF LABOR : English Turkish
n. deneyimli işçilerin arasına niteliksizleri katma
DILUTIVE : English Turkish
adj. sulandırıcı, sulandıran, sulanmaya neden olan, bir sıvıyı incelten
DILUVIAL : English Turkish
adj. diluviyum, selden ileri gelen, tufan sonucu oluşan, büyük tufan'a ait
DILUVIUM : English Turkish
n. dilüviyum, tufan çöküntüsü, buzulların sürüklediği kaya parçası, olayları tarihteki sellere mâl ederek açıklama
DIM : English Turkish
v. karartmak, bulandırmak, kararmak, bulanmak; donuklaştırmak, sönükleşmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani