Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DINAH : English Turkish

n. Dinah, kadın ismi; Jacob ve Leah'nın (İncil’le ilgili)

DINAR : English Turkish

n. dinar [fin.]

DINE : English Turkish

v. akşam yemeği yemek, akşam yemeğini yemek, akşam yemeği vermek; ağırlamak

DINE IN : English Turkish

v. evde akşam yemeği yemek

DINE OFF : English Turkish

v. yemek (yemekte)

DINE ON : English Turkish

v. yemek (yemekte)

DINE OUT : English Turkish

akşam yemeğine çıkmak, dışarıda akşam yemeği yemek

DINE WITH DUKE HUMPHREY : English Turkish

Duke Humphrey ile yemek yemek, yiyecek hiçbir şey olmamak (deyim Duke Humphrey Gluster'ın Londra'da gömülü olduğu caddeden gelmektedir)

DINER : English Turkish

n. lokanta; yemekli vagon; akşam yemeği yiyen kimse

DINER'S CLUB : English Turkish

Diner's Club, kredi kartı türü

DINETTE : English Turkish

n. yemek odası

DING : English Turkish

v. tınlatmak, çınlatmak, tınlamak; tekrar tekrar söylemek

DING DONG : English Turkish

n. çan sesi, zil sesi

DING DONG FIGHT : English Turkish

yüksek sesli kavga veya tartışma, gürültülü kavga veya tartışma (Britanya Kullanımı)

DING-BAT : English Turkish

n. bir kimsenin sevmediği veya aşağıladığı kişi

DINGBAT : English Turkish

n. şey, obje, zımbırtı

DINGBATS : English Turkish

n. grafik karakterleri, dekoratif karakterler, süs karakterleri (Bilgisayar)

DINGDONG : English Turkish

n. çan sesi

DINGDONG : English Turkish

adj. çekişmeli, çetin

DINGEY : English Turkish

n. küçük bot, patalya, dingi

DINGHY : English Turkish

n. sandal, filika

DINGILY : English Turkish

adv. kir içinde, pislik içinde olarak

DINGINESS : English Turkish

n. pislik; donukluk, solukluk; monotonluk; adilik, adı çıkmışlık

DINGLE : English Turkish

n. derecik, ağaçlıklı küçük dere

DINGLE DANGLE : English Turkish

adv. asılı duran şekilde, gevşek bir şekilde asılı