Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DOG DAYS OF SUMMER : English Turkish

yaz mevsiminin en sıcak ve uzun günleri

DOG DOES NOT EAT DOG : English Turkish

it iti ısırmaz

DOG EAR : English Turkish

n. kıvrık sayfa köşesi

DOG EARED : English Turkish

adj. sayfaları kıvrılmış kitap

DOG EARED BOOK : English Turkish

n. sayfaları kıvrılmış kitap

DOG EAT DOG : English Turkish

kıran kırana yarış, acımasızca rekabet

DOG END : English Turkish

izmarit

DOG FIGHT : English Turkish

it dalaşı, uçakların yakın mesafeden dalaşması; köpek kavgası, köpekler arasında gerçekleşen dövüş; çetin kavga, sert dövüş

DOG FOOD : English Turkish

köpek maması, köpekler için özel olarak hazırlanmış yemek, köpek yemeği

DOG FOX : English Turkish

n. erkek tilki

DOG HOLE : English Turkish

n. köpek deliği, (Argo) döküntü ve kirli yer

DOG IN A BLANKET : English Turkish

n. reçelli tart, jöle çöreği

DOG IN THE MANGER : English Turkish

n. kendi yiyemediğini başkasına da yedirtmeyen kimse

DOG LATIN : English Turkish

n. kötü latince, bozuk latince

DOG LEAD : English Turkish

tasma kayışı

DOG PADDLE : English Turkish

n. köpekleme yüzmek

DOG PILE : English Turkish

köpek yığını, köpek pisliği, köpek dışkısı yığını, köpek boku kümesi

DOG RACING : English Turkish

n. köpek yarışı

DOG ROSE : English Turkish

n. yaban gülü

DOG SALMON : English Turkish

n. Batı Kuzey Amerika ile Kuzey Asya'da rastlanan somon balığı

DOG SHOW : English Turkish

n. köpek gösterisi, köpek yarışması

DOG SLEEP : English Turkish

n. köpek uykusu, uyuklama, şekerleme, çok hafif uyku

DOG SMB.'S STEPS : English Turkish

peşine takılmak, adım adım izlemek

DOG SPAYING : English Turkish

köpek kısırlaştırma, dişi bir köpeğin yumurtalıklarının çıkarılması

DOG STAR : English Turkish

n. büyük köpek burcunun en parlak yıldızı [astr.], akyıldız [astr.]