Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

DOG TAG : English Turkish

askeri kimlik kolyesi, tasma plâkası

DOG TIRED : English Turkish

itkin, çok yorgun

DOG TOOTH : English Turkish

n. köpek dişi, yaprak biçiminde süs

DOG TRAINER : English Turkish

köpek eğiticisi, köpek evcilleştiricisi, köpek eğitme uzmanı

DOG TRAINING : English Turkish

köpek eğitme, köpek evcilleştirme

DOG TRICK : English Turkish

(Britanya Argosu) hainlik, ihanet, sırtından vurma, aldatma

DOG VIOLET : English Turkish

n. yaban menekşesi

DOG'S BARK : English Turkish

köpek havlaması, havlama, köpeğin çıkardığı ses

DOG'S EARS : English Turkish

köpek kulağı, kalınan sayfayı belli etmek amacıyla kitabın o sayfasının kıvrılan köşesi

DOG'S HAIR : English Turkish

köpek kılı

DOG'S LIFE : English Turkish

sefalet

DOG'S MEAT : English Turkish

n. köpek eti, sadece köpekler için uygun olan et; çöp, artık, pislik, zırva

DOG'S TAIL : English Turkish

küçükayı [astr.]

DOG'S-EAR : English Turkish

köpek kulağı, kalınan sayfayı belli etmek amacıyla kitabın o sayfasının kıvrılan köşesi

DOG-EAR : English Turkish

n. köpek kulağı, kalınan sayfayı belli etmek amacıyla kitabın o sayfasının kıvrılan köşesi

DOG-EAR : English Turkish

v. köpek kulağı yapmak, kalınan sayfayı belli etmek amacıyla bir kitabın derginin vs'nin o sayfasının köşesini kıvırmak

DOG-EAT-DOG WORLD : English Turkish

kurtlar sofrası, rekabet dolu dünya, yarış dünyası

DOG-LIKE : English Turkish

köpek benzeri, köpek gibi, köpeğe benzeyen

DOG-TIRED : English Turkish

çok yorulmuş, pestili çıkmış, bitkin düşmüş

DOGATE : English Turkish

n. doge (eski Venedik'te başkan) çalışma ofisi

DOGBANE : English Turkish

n. itboğan, bir lahana türü

DOGBERRY : English Turkish

n. bir tür kızılcık, kızılcık ağacı böğürtleni; beceriksiz veya salak görevli

DOGCART : English Turkish

n. iki tekerli at arabası

DOGCATCHER : English Turkish

n. köpek yakalayıcısı, görevi başıboş köpekleri yakalamak olan kimse

DOGCHERRY : English Turkish

n. bir tür kızılcık, kızılcık ağacı böğürtleni