Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DONATE : English Turkish

v. bağışlamak, bağışta bulunmak, vermek, hediye etmek

DONATE ORGANS : English Turkish

organ bağışlamak, ölümünden sonra organlarının nakledilmesi izni vermek

DONATED BLOOD : English Turkish

kan bağışladı, tıbbi amaçlı kullanım için kan verdi

DONATED HIS BODY TO SCIENCE : English Turkish

vücudunu bilime bağışladı, vücudunun ölümünden sonra tıbbi araştırmada kullanılmasına izin verdi

DONATED MONEY : English Turkish

ağış parası, bağışlanmış para, belirli bir amaç uğruna bağışlanmış para

DONATEE : English Turkish

n. bağış alan kimse, kendisine bağışta bulunulan kimse

DONATELLO : English Turkish

n. Donatello, Donato di Niccolo di Betto Bardi (
1466), Floransa'da doğmuş olan canlı gibi görünen heykelleriyle ünlü İtalyan heykeltıraş (en ünlü heykellerinden biri İtalya Floransa'da Bargello Sarayı'nda {Museo Nazionale del Bargello} bulunan Kral David heykelidir)

DONATION : English Turkish

n. bağışlama, bağış, hibe, yardım

DONATISM : English Turkish

n. Donatizm, 4 yüzyılda Kuzey Afrika'da geliştirilen sadece günahsız hayat yaşayan olanların kiliseye ait olduklarını ya da ayinler yerine getirebildikleri ve ayinin geçerliliği onu yerine getiren rahibin ahlaki yapısına bağlı olduğunu savunan dini akım

DONATIST : English Turkish

n. Donatist, Donatizm taraftarı ya da yandaşı

DONATIST : English Turkish

adj. Donatist, Donatizm ile ilgili

DONATIVE : English Turkish

adj. bağışa ait, hediye

DONATIVE : English Turkish

n. bağış, hediye, yardım

DONATO DI NICCOLO DI BETTO BARDI : English Turkish

n. Donato di Niccolo di Betto Bardi, Donatello (
1466),Floransa'da doğmuş olan canlı gibi görünen heykelleriyle ünlü İtalyan heykeltıraş (en ünlü heykellerinden biri İtalya Floransa'da Bargello Sarayı'nda {Museo Nazionale del Bargello} bulunan Kral David heykelidir)

DONATOR : English Turkish

n. bağışlayan kimse, bağış yapan kimse, bağışta bulunan kimse, veren kimse

DONATORY : English Turkish

n. kral tarafından bağışta bulunulan

DONE : English Turkish

adj. olmuş, tamam, yapılmış; iyi pişmiş; yorgun; bıkmış; uygun; kabul edilebilir; aldatılmış

DONE : English Turkish

interj. tamam, kabul, oldu

DONE BROWN : English Turkish

n. tamamen sömürülmüş kimse, kendisinden sonuna kadar faydalanılan kimse, alık; tam anlamıyla kandırılan ve aldatılan kimse (mecazi olarak kullanılır)

DONE BROWN : English Turkish

adj. tamamen aldatılmış veya kandırılmış; sömürülmüş; tastamam kazıklanmış

DONE FOR : English Turkish

itkin, yorgun argın, bitik, devam edemeyecek durumda, yenilmiş, harap edilmiş; yaralanmış, ölmekte olan

DONE IN : English Turkish

yorgun düşmüş, takati kalmamış, bitkin düşmüş

DONE TO A TURN : English Turkish

kıvamında pişmiş, tam kararında pişmiş, mükemmel bir şekilde pişmiş

DONE TO DEATH : English Turkish

adj. çok pişmiş, yanmış

DONE WITH : English Turkish

tamamlanmış, bitirilmiş, neticelendirilmiş, sonuçlandırılmış