Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DRAWN MATCH : English Turkish

n. berabere biten maç

DRAWN OUT : English Turkish

adj. bitkin, süzgün

DRAWN SWORDS : English Turkish

çekilmiş kılıçlar, kılıfından çıkarılmış kılıçlar; savaşa hazırlık, savaşa hazır olma durumu, dövüşmeye hazır olma

DRAWN WITH PAIN : English Turkish

adj. acıdan allak bullak olmuş

DRAWN WORK : English Turkish

n. iplik çekilerek işlenen nakış

DRAWSTRING : English Turkish

n. torba büzme ipi

DRAY : English Turkish

n. yük arabası

DRAY CHART : English Turkish

n. yük arabası

DRAY HORSE : English Turkish

n. yük beygiri

DRAYAGE : English Turkish

n. bir yük arabası üzerinde taşıma işi; bir yük arabası üzerinde taşıma ücreti

DRAYMAN : English Turkish

n. yük arabacısı

DREAD : English Turkish

n. korku, dehşet, korkulan şey, ürkütücü şey

DREAD : English Turkish

v. korkmak, ödü kopmak, ürkmek; korkuyla beklemek; çekinmek

DREAD : English Turkish

adj. berbat, iğrenç, kötü

DREADFUL : English Turkish

adj. berbat, iğrenç, kötü, korkunç, tüyler ürpertici; heybetli

DREADFUL THINGS : English Turkish

korkunç şeyler, berbat şeyler, iğrenç şeyler

DREADFULLY : English Turkish

adv. aşırı bir şekilde (Argo); berbat bir şekilde, iğrenç bir şekilde, çok kötü bir şekilde; korku ile, tasa ile, ürkerek

DREADFULLY TIRED : English Turkish

korkunç derecede yorgun, aşırı bitkin, aşırı yorgun, çok yorgun

DREADFULNESS : English Turkish

n. korkunçluk

DREADLOCK : English Turkish

n. rasta, birbirine ip düğümleri gibi dolandırılmış saç tarzı türü (Jamaikalı Rastafarianlar arasında yaygındır)

DREADLOCKS : English Turkish

n. birbirine ip düğümleri gibi dolandırılmış saç tarzı türü

DREADNAUGHT : English Turkish

n. hepsi aynı kalibrede olan büyük silahları bulunan bir savaş gemisi türü; korkusuz kimse; çok kalın kumaştan yapılmış giyecek; bu tür kalın kumaşın kendisi

DREADNOUGHT : English Turkish

n. dretnot, zırhlı gemi; kalın yünlü kumaş, yün palto

DREAM : English Turkish

n. rüya, düş, rüya görme; amaç, ideal, hayal, rüya gibi şey, nefis şey

DREAM : English Turkish

v. rüya görmek, hayal görmek, hayal kurmak, hayal etmek, rüyasında görmek